george orwell' in 1984 adlı romanında, büyük biraderin yaptığı gibi halka üzerinde oynanmış, yalan bilgiler vererek ve bunu her konuda aşırı dozda yaparak, halkın yaşantısını ve imkanlarını da elinden almak yoluyla başlatılmış olan şuursuzlaştırma işleminin ürünüdür. bir gün denir ki, şu ülkeyle böyle iyiyiz, şöyle ortağız, ertesi gün bu diktatörlerle işimiz olmaz bizim. bir gün denir ki ekonomi şöyle iyi, ertesi gün denir ki şuradan şu kadar borcumuz vardı, sildik artık borç veriyoruz. denir ki milli gelir bu kadar, kişi başına gelir şu kadar; ama masadaki yoğurt aynı miktar, et daha az, öğün daha kıt, cebe giren aynı, çıkan iki katı. denir ki avrupa' da da benzin pahalı; ama aslında adam senin gibi 700- 1000 lira değil 3000 euro kazanıyor, litresi de 4 tl değil, 2.5 euro... yani paranın alım gücü yarı yarıya.
denir ki eylem zararı bilmem kaç lira, başka mitinge arabasıyla gelene 100 tl' lik benzin verilsin.
ondan sonra ekonomi iyi zannedilir.
edit: eksileyen hıyar ya bu yalanları atanlarca zengin edilmiş, artık böyle dertleri olmayan biri, ki hiç zannetmiyorum, ya da dediğim gibi üç kuruşluk kazancıyla alabildiği azıcık şeyin yanına yardım niyetine verilen makarna sayesinde dünyaları aldığını sanan bir ahmak. neyse... gün gelir o da anlar, neyin gerçekte ne olup, ne olmadığını. şimdilik kendisine iyi uykular...