28 şubatta erbakan'a yaptıklarını bu aralar erdoğan'a yapmaktadırlar. yağmur nereye yağarsa tarlayı oraya taşıyan cemaat, kendisini her zaman destekleyen hükümeti yalnız bırakmıştır. cemaat hiçbir hükümet döneminde bu kadar rahat olamamıştır. bu hükümet dönemi kadar rahat kadrolaşamamıştır fakat amerikan'nın ekmeğini yiyen bu cemaatin amerika'nın güdümü dışında hareket etmesini düşünmekte hayalcilik olurdu zaten.
gezi parkı olaylarının ilk günlerinde provokasyonun muhafazakar ayağı olarak çalıştılar. zaman gazetesinde çıkan yazıları cemaatten olan arkadaşlarınızın o tarihlerdeki tweetlerine bakabilirsiniz. ama rüzgar ters yönde esmeye başlayınca önce ama bizim türkçe olimpiyatlarınız var moduna girdiler sonra da hem nalına hem mıhına vurmak adına 7 gazetenin aynı manşeti atması olayına karıştılar.
ama başbakan biliyor ki onun cemaate cemaatin ona ihtiyacı var o yüzden her kesime asıp kesen başbakan türkçe olimpiyatlarında barışçıl mesajlar verdi. bakalım erdoğanın uzattığı bu ele cemaatin cevabı ne olacak.
bu süreç gösterdi ki cemaat çok da kafası çalışan bir topluluk değilmiş. lan sanki hükümet gidince yerine gelecekler sizi daha iyi konuma sokacak. okullarınızı kapatacaklar, sizleri bertaraf edecekler. ama her kaos ortamında olduğu gibi cemaat yine kaçacak elini taşın altına sokmayacak. yazık bu insanların peşinden gidenlere yazık...
