yavuz sultan selim köprüsü

entry355 galeri
    123.
  1. türkiye'nin son zamanlarda gerginleşen gündemine eklenen köprüdür. bir köprü ve bir padişah adı; ve ardından kopartılan yaygaralar.
    türkiye toplumu ilginç bir halk. mutlak surette kavga edeceği, birbirini tekfir edeceği ya dinden ya siyasetten ya da tarihten bulup birbirlerinin önlerine servis ediyorlar. sonrasında ise bilinen dişleri biraz daha sıkıyorlar birbirlerine karşı.

    yavuz sultan selim... alevi vatandaşların sevmediği bir padişah. 40.000 alevi katli yalanı vs. geçmişten bu yana bu saçmalıkların ardında koşuyoruz peki elimize geçen nedir? hiç, koca bir hiç.

    yalnız şöyle de bir sıkıntı doğuyor, özellikle aleviler açısından, kendilerinin yavuz selim'i sevmiyor oluşu sebebiyle köprüye bu adın verilmesini istememelerinin yanında başka bir sorunu daha doğuruyor, bu olaya şii-sünni perspektifinden bakmayalım, peki yavuz selim'i seven ve o köprüde onun adını görmekten onu duyan ''çoğunluk'' kesimin istemleri ne olacak? alevi vatandaşlar bunu hesaba katıyor mu hiç? fikirsel bazda ele alarak söylüyorum bir etnisite, inanç azınlığı olarak değil, alevi fikirsel ''azınlığının'' alevi olmayan fikirsel ''çoğunluğa'' olan baskın taassubkar tavrı demokratik oluyorsa; alevi olmayan ve köprüde yavuz selim'in adını görmek isteyenlerin istemi neden demokratça olmuyor ve neden kayıtsız şartsız karşı çıkılıyor?

    (#19885083) muhtemelen alevi olan arkadaşımız alevilerin de vergi verdiğinden bahsetmiş, doğrudur, toplumun her kesimi vergi vermek durumundadır, her durumda ''biz de vergi veriyoruz'' savunması ciddi bir garabettir. bu mevzu bahis edilerek alevilerin haklı olduğu savını doğrulamaya çalışmanın hiçbir mantığı yoktur sadece gerginlik yaratır. başta dediğim gibi, gerginliği çıkarıp körüklemeyi seven bir halkız. alevilerin yavuz selim'i sevmemeleri alevi olmayanların yavuz'u sevmeleri kadar doğaldır. kendi haklarını savunurken diğer kesimin hakları konusunda itinalı davranmayan bir anlayışı nereye koyacağız?

    köprüye yavuz isminin verilmesi o arkadaşın da ifade ettiği gibi neden alevileri derinden yaralar? bu melankolinin sebebi nedir? şah ismail yenilmiş olması mı? şahsımın klasik bir sünni olduğu yanılgısına kapılmayınız, bu dinin ve dinlerin tarihini okuyan ve gelişmeleri siyasal, sosyal düzeyde de ele alan biri olarak söylüyorum ki alevilerin bu konuda ''köktenci'' karşı çıkışlarının demokratik bir temeli ve mantığı yoktur.
    hatta reha çamuroğlu'da buna karşı çıkmıştı, karşı çıkmak durumunda kaldığı da aşikar, yapılacak hava alanına şah ismail'in adı verilsin demişti. neyi neyle satın alıyoruz, yapılan bir köprü bir hava alanı, tarihte yaşamış şahsiyetler mi barış elçisi olacak? böyle bir komedi yalnızca türkiye'de görülür. bu kadar saçma bir savunma olabilir mi? yavuz'un adı köprüye verilmesin ama şah ismail'in adı havalanına verilsin?
    bu ilkeli bir tavır değil maalesef.

    dersim'in tepesine bomba yağdıranların isimleri tank gibi hava alanlarında dururken ses etmeyen köktenci karşıtlar, seyyit rıza'nin ''evladı kerbelayık'' söylemi karşısında biraz düşünmek durumundadırlar. dersim'deki katliam emrini verenler konusunda toz kondurmamak ama bunun karşısında yavuz ismine köktenci ve cahilce bir refleks göstermenin bir mantığı yoktur. atatürk düşmanı olduğum savını da isnad etmemenizi rica ederim. dersim olayı birden fazla yönü olan bir durum. ancak alevilerin buradaki algısı kaçamak; işte bu nokta da ilke sorunu doğuyor.
    bir yavuz'un isminden bu kadar kıyamet kopuyorsa, bu ülkede hiçbir şey değişmemiş, değişmeyecek demektir.
    demokratik bir algı ile bakacak olursak; ''yavuz ismi bizi yaralıyor, konulmasın'' diyen alevinin hakkı olduğu kadar; ''ben yavuz'un ismin o köprü'de görmekten gurur duyarım'' diyenlerin hakkı da gözetilmelidir ki ilke sorunu yaşanmasın. mesela bir örnek(#19969313), bunu diyenin hakkını kimse gözetmiyor. protest bir örnek olsa da bir diğeri;(#19969350). bu kişilerin fikirleri istemleri neden gözetilmiyor? kısaca aleviler buradan muhalefet etme kavgasına girişmemeliler kendilerini düşündükleri kadar kendileri gibi olmayanları da düşünmelilerdir.

    tabi yazım başta da dediğim gibi ''katı bir sünni'' havası veriyor olsam da, sünniliğin, şiiliğin ve anadolu'daki safevi tarikatı olan aleviliğin köklerini gayet iyi bildiğim için bana mezhepsel bir taassup isnadında bulunmamazı rica ediyorum. sadece olaya tek taraflı bakan alevilerin karşısına görmek istemedikleri alevi olmayan kesimleri koyuyorum ve düşünmelerini söylüyorum. yoksa köprünün adı mimar sinan olmuş, yavuz olmuş, hiçbir şey değiştirmez. teolojik, siyasal, tarihsel durumlarda olduğu gibi yine burada alevi vatandaşlar ciddi bir ilke sorunu kıskacına düşmüştür.
    bu kadar önemsiz bir konu karşısında kılıçlarını bileyen taraflara selameti yüce allah'tan diliyorum. çünkü o'na o kadar muhtacız ki...
    0 ...