hiçbir şeyden çekmedi dünyada
nasırdan çektiği kadar;
hatta çirkin yaratıldığından bile
o kadar müteessir değildi;
kundurası vurmadığı zamanlarda
anmazdı ama allahın adını,
günahkar da sayılmazdı.
yazık oldu süleyman efendi'ye
2
mesele falan değildi öyle,
to be or not to be kendisi için;
bir akşam uyudu;
uyanmayıverdi.
aldılar, götürdüler.
yıkandı, namazı kılındı, gömüldü.
duyarlarsa öldüğünü alacaklılar
haklarını helâl ederler elbet.
alacağına gelince...
alacağı yoktu zaten rahmetlinin.
3
tüfeğini depoya koydular,
esvabını başkasına verdiler.
artık ne torbasında ekmek kırıntısı,
ne matarasında dudaklarının izi;
öyle bir rüzigar ki,
kendi gitti,
ismi bile kalmadı yadigâr.
yalnız şu beyit kaldı,
kahve ocağında, el yazısiyle:
"ölüm allahın emri,
ayrılık olmasaydı."