6-7 yaşlarındayım. egekentte bir apartman dairesinde kiracı olarak kalıyoruz. dedem, ananem, annem ve ben.
birgün sokaktaki cocuklarla oynamaya çıktım. az bir zaman sonra aralarından bir tanesinin annesi seslendi "haydiyin başlayacak birazdan, geç kalmayalım" yuppi muppii diyerekten takıldı herkes peşine. arkalarından bakarken biri yanışıyor yanı peşime;
- sen gelmiyor musun hayatadairhersey?
- nereye?
- çoşkun'un doğum günü partisine.
- parti mi varmış?
- evet gel hadi sende.
- iyi geleyim.
diyorum.
çoşkun apartmanımızın 1. katında oturuyor. kara kaşlı kara gözlü esmer bir çocuk hatırladıgım kadarıyla. o güne kadar böyle bir organizasyona hiç katılmamıştım. bizimkiler hiç parti filan yapmazdı. aslına bakarsanız nasıl birşey olduğuna dair pek bi fikrim yoktu. bildiklerim sadece televizyondakilerden ibaret.
içeri giriyorum. bir sürü çocuk ve kadın. çocuklar oyundan, anneler ise hazırlıktan dolayı koşuşturuyor. pastalar börekler, yerde yuvarlanan balonlar. teyipte serdar ortaç, karabiberim.
elemanlar birbirlerine bişeyler soruyor -sen ne aldın? ben şunu aldım filan-. süslü püslü paketler dikkatimi çekiyor. hepsi yanlarında hediye getirmiş. bir an utanıyorum. benim yanımda hiç birşey yok. aslına bakarsanız davetli bile değildim. tabi o zaman bunun farkında değilim.
hemen üst katlardaki evime çıktım. ananem dışarı çıkmış evde kimse yok. acaba ne götürsem diye bakınırken vitrindeki annemin bibloları dikkatimi çekiyor.semazene benzer olanını hemen indiriyorum. en çok onu severdim. beğeneceğini umarak hemen bulduğum gazeteye sarmalayıp götürüyorum. pastalar, kurabiyeler yendikten sonra aile babası birden kucagında bir paketle beliriyor. cocuk müthiş bir heyecanla açıyor paketi. içinden kocaman bir uzaktan kumandalı araba çıkıyor. babacığım diye atlıyor kucagına. yüzümde aptal bir gülümse. herhalde çocugun sevinci vurmuş olmalı. diğer paketleride açıyor. oyuncaklar, kartlar, ses çıkaran anahtarlıklar. düğmesine basınca lambada çalan.
sıra benimkinde. parçalıyor gazeteyi telaşla. birden mutluluktan kulaklarına varmış olan ağzı büzüşüyor. çıkan ne? etek giymiş adam. balemi yapıyor, tekmemi savuruyor belli değil. bir teşekkür bile etmeden yanındakine geçiyor. o zamanlar pek tarif edemesemde içimde bir burukluk olmuştu, alınmıştım.
o gün bugündür gelen her hediyeyi saklarım dostlar.