böyle olmasını isteyenler, bu ortamdan nasiplenmeyi ve kendi çıkarları doğrultusunda kullanmayı hesaplayanlar vardır elbet! fakat o kadar da uzun boylu değil bu işler!
bugün ankara'da gerçekleşen ve gözleri yaşartan bir olay anlatayım sizlere;
polis akay caddesi civarında gençleri sıkıştırmış. çoğu üniversite öğrencisi gençler yoğun biber gazına maruz kalmış. öyle ki, artık nefes alamaz hale gelmişler. amaçları meclis'e yürümek ve polis de bunu engellemeye çalışıyor. bu sırada çayyolu semtinde oturan bir genç kızımız annesine ulaşmış telefondan ve yardım istemiş "anne bizleri kurtarın!" diye. bu haber ne kadar da kısa sürede ne büyük bir bölgeye yayılmış inanılır gibi değil! sonradan öğrendiğimize göre yarım saat içerisinde konutkent ve çayyolu semtlerinden onlarca araçla gaziosmanpaşa güzergahından küçükesat'a ulaşıldı. o gençler, aileleri tarafından polis amirleri ile görüşülerek ablukadan kurtarıldı. beş kişilik araçlarda yedi-sekiz genç taşınarak, hacettepe ve odtü'deki yurtlarına ve evlerine taşındı.
aileler ve emniyet amiri polisler, konuya bu denli duyarlı iken ülkede iç savaş çıkması olasılığını çok küçük görüyorum. bu olayların asıl müsebbibini, suçluyu ise başka yerlerde aramak gerek bence. polis, kendisine verilen emri yerine getiriyor ve her demokratik ülkede olduğu gibi bunu yapmak da zorunda. ancak, onlara bu sert müdahale emrini verenler kim? işte! esas bu noktaya odaklanmak lazım.
