ülkede 10 senedir süren diktatör ve baskıcı yönetimin bitmesi için gereken gerçektir.
-kılıçdaroğlu kesinlikle bir diktatör imajı vermedi hiçbir zaman. aksine chp ye geldiği günden beri bütün milletvekillerinin aktif siyasete katılması için elinden geleni yaptı.
-hiçbir zaman demokrasiye ihanet eden bir görüntü çizmedi.
-chp'nin başına geçtiği zaman parti içinde inanılmaz bir cepheleşme vardı. sanılanın aksine kılıçdaroğlu bu cepheleşmeyi en az düzeye indirdi.
-chp'de son yıllarda yükselen faşist söylemlerin önüne geçti. daha demokratik ve daha özgürlükçü söylemler kullandı her zaman.
-mal varlığını halka açıklama cesaretini gösterdi.
-ailesindeki veya çevresindeki hiçkimseye torpil yapmadı. eşitlikçi oldu.
-en önemlisi hiçbir zaman amacı halkı kandırmak olmadı, gezi parkı eylemine katılırken de "ben bu halk direnişine katılmaya gidiyorum" dedi. taksim'de miting yapmaya çalışmadı. tersine mitingi iptal edip halkı taksim'e davet etti. daha sonra da "bu chp'nin değil, demokrasiye inanan herkesin direnişidir" dedi.
-kim ne derse desin en makul muhalefeti de o yaptı. yapmadı diyorsanız da o zaman daha iyi kim muhalefet yaptı onu söyleyin. çözüm önerisi sunun.
şunu da ayrı bir kenara koymak gerekiyor ki chp dışında hangi partiye oy verirseniz verin, verdiğiniz oy akpye gidecektir. nedeni de seçim barajıdır. kılıçdaroğlu -chp'nin zararına olmasına rağmen- seçim barajının kalkması için de defalarca çağrı yapmış ve önerge vermiştir. ama akp hiçbir zaman işine gelmediği için bunu kabul etmemiştir.
evet arkadaşlar. bu seçimde chp'ye verin oyunuzu akp hükumeti düşsün. chp barajı kaldırdıktan sonra istediğiniz partiye verirsiniz. ama yeter ki kurtulalım şu akp'den...
