491.
-
Bektaşi, yaz sıcağında dağ başında serinlemek için bir karpuz kesmiş. Karpuz kelek çıkmış. içi bembeyaz. Yenir gibi değil.
"Şansa bak" diye canı sıkılan Bektaşi hiç dokunmamış karpuza. O sırada uykusu da bastırmış, ağacın gölgesine yatıp uyumuş.
Bir süre sonra uyandığında bakmış, adamın biri gelmiş, az önce yemeden bıraktığı kelek karpuzu büyük bir iştahla kemiriyor, bir yandan da;
"Yarabbi çok şükür. Yarabbi çok şükür!" deyip duruyormuş.
Onu bir süre seyreden Bektaşi sonunda dayanamayarak:
"Yahu babalık" demiş, "Sen, kabaktan da beter kelek bir karpuza bu kadar şükredersen, daha iyisini ömrün boyunca bulamazsın. Ona göre haa!" *