3. köperünün adı. üzerinde hiç kafa yorulmamış isim. hadi buda yavuz sultan selim olsun amk kafasında koyulmuş isim.
Yavuz sultan selim köprüsü. bi önceki fatih, istanbulda bir çok semtin adı ya sultanlardan geliyor ya da herhangi bir tarihte herhangi bir savaşta kelle alıp kelle veren kahramanlarımızdan. tabi sadece istanbul değil tüm anadolu kentlerinde bu isimler yaygın dön dolaş arayıp bir savaşçı bulup adını sokağa, caddeye, camiye yapıştırıyoruz. bu topraklarda hiç mi sanatçı yetişmedi? bu topraklarda hiç mi bilim adamı yetişmedi? bir köprüye bir mimar adı yakışmaz mı? yada boğazın güzelliğine bir ressamın adı, yada bir şairin adı?
belkide bu soruların cevabı burda yatıyor. Neden konuşmak yerine hırlıyoruz? neden her sözü hakaret olarak görüyoruz? neden sürekli savunma yada saldırı halindeyiz? neden kitap okumuyoruz? neden şiir kapımızı çalmıyor? neden mimarlarımız ucube yaratmakta bu kadar başarılı oluyor? ve neden bir heykel gördüğümüzde onu ucube sanıp ondan korkuyoruz?