lisede idealist geçinen bir fizik hocamız vardı. bu mesleğe başlamadan önce hakemmiş kendileri. haliyle yurtdışına maçlar yönetmek için her sezon giderlermiş. yine bir yurtdışı maçı için atlamışlar uçağa gelmişler maçı yönetecekleri şehre. bir otele yerleşmişler. otel yönetimi akşam olunca anladığım kadarıyla hizmette kusur etmemek amacıyla bunun odasına hatun yollamışlar. bu da geri çevirmiş. zaten hikayeyi anlatmasında temel amaç bu erdemli davranışını vurgulayıp prim yapmak. ama olayın sonu asıl bomba olan. otel yönetimi bunu öğrenince 'herhalde bu herifin tercihleri farklı' düşüncesiyle bu sefer erkek göndermiş... bunu anlatınca hocanın bütün sertliğine rağmen bütün herkes yarılmıştı. ahahaha. kendisi de gülmüştü yavşağın. o curcuna da erkeği kabul edip etmediğini de öğrenememiştik amk. **
bu okulda değil ama lise çağında dershanede olmuştu. birinde türkçe dersindeyiz. sınıfta sıcak olmuştu. hoca da arkadaşı klimanın kumandasını almaya göndermişti. arka sıralarda oturan idris adında cevval bir arkadaş "hocam klimanın önündeki düğmesine basın açılır" dedi hoca dinlemedi. illa gönderdiği çocuğu bekleyecek. çocukta gitti gelemedi amk. o sırada kapı da açıktı dersliğin önünden geçen dershanenin en piç hocası olan fizikçi geçiyordu. kapıyı açık görünce ve dersi anlatan da bayan hoca olunca hemen yavşamaya geldi. hoş beş derken durumu öğrendi. o sırada idris gene atladı. bu sefer " hocam şuna bir parmak atında açılsın ya " dedi. hoca da oç sanki yıllarca bu anı bekliyormuş gibi düşünmeden hemen cevabı yapıştırdı : "tadı damağında mı kaldı idris?" yıkıldık amk yıkıldık. ondan sonra öğretmenler odasında idris'in bu konuda nasıl bir muhabbeti geçtiyse dersimize giren girmeyen bütün hocalar çocuğa gelip geçmiş olsun dileklerini ilettiler.
lise 1'de dersimize giren bayan bi din kültürü hocamız vardı. kadın doğal olarak kapalıydı ama kapanmak yasak olduğu için peruk takıyordu. bu yüzden kafası 2 kat daha büyükmüş gibi görünüyordu ama gene de tereddüt ediyorduk acaba peruk mu değil mi diye. sınıftaki bazı oçları bu tereddütlerini yenmek için misyonlarını yerine getirerek * hocanın peruğunu çekip yere düşürdü. kadın bonesiyle kaldı kaldı öyle. hemen telaşla eğilip aldı üstünkörü kafasına oturttu yapana da bağırıp çağırdı sonra masasına oturup ağladı la kocaman kadın. hayatta şahit olduğum en dramatik sahnelerdendi. şimdi düşünüyorum da o oçuğunun işleri rast gidiyormudur acaba?