metrobüste başıma gelen bir olay aklıma geldi. insanlığımdan utandım, ağlayacak gibi oldum ama sadece yutkunmakla kalmadığım olaydı bu.
bir hafta sonu mecidiyeköyden bakırköye gitmek için metrobüse bindim. metrobüsün en arka kapısından içeriye girdim, metrobüste yer bulma refleksi ile biraz hızlıca karşımda ki koltukları boş görür görmez oturdum ve en ucuna geçtim. bu refleksimin altında yatan şeyse kitabımı rahat rahat okumak istediğiydi. kitabımı çıkarırken çantamdan sağımda 3 tane bayan roman kadınının çiçek sepetleri ile köşede oturduklarını kendi aralarında muhabbet ederken belki de birinin eşine, sevgilisine, arkaşına alacağı çiçeklerini düzenliyorlardı. bir ellerinde makasla güllerin dikenlerini konuşurken sanki yerini biliyormuş gibi ustaca kesiyordular. ne güzel bir iştir değil mi çiçekle uğraşmak... neyse burası ayrı bir konu.
sonra durağa yanaştık. 3 tane kadın bindi romanların oturduğu sırada 3 kişilik yer vardı ama binmediler otobüste doluydu ! yüzlerini ekşittiler ve ayakta beklediler. o an inanılmaz sinirlendim, gözlerim sulandı sinirden bir şey söylemek istiyordum ama yapamadım. sonra ki durak gene böyle oldu. bu sefer ben rahatsız oldum ve romanların yanına yaklaştım ve onlarla konuşmaya başladım. kız arkadaşımın yanına gittiğimi çiçeklerin ne kadar olduğunu sordum. tanesi 3 lira abe dediler. 3 tane aldım. pembe, beyaz ve kırmızı renklerinde. sonra konuşmaya başladık. işlerini anlatılar, akşama kadar çiçek satarak nasıl geçinmeye çalıştıklarını...
sonra ben onların yanına geçince diğer sıra koltuklar doldu tabi...
yazıklar olsun bizim insanlığımıza... aynaya bakıyorum ve utanıyorum ! başka da bir şey söylemek gelmiyor içimden.