arrow

entry432 galeri
    102.
  1. felicity isimli taş hatun ve flashbackler olmasa izlenmeyecek dizidir.

    buram buram kopya kokuyor ve bu öyle kötü bir koku ki temmuz ayında öğlen sıcağındaki metrobüs kokusu gibi.

    aksiyon sahneleri iyi denmiş fakat onlarda saçmalıktan ibaret. adam hopluyor zıplıyor, düşüyor kalkıyor, dövüşüyor ama o kapşon bir türlü açılmıyor aga! Kalıp çakıp beton mu döktünüz amına koyim nasıl açılmaz o kapşon! Ayrıca bir kapşon insanın yüzünün yakın dövüş esnasında görülmesini nasıl engeller onu da hala anlayabilmiş değilim.

    şehir de şehir, sanırsın koca ülke starling'den ibaret. şehri hayal kırıklığına uğratmış, hele hele hele hele!

    aradaki diyaloglarda da felsefe falan yapmaya çalışmışlar. lakin onu da becerememişler. "görünen köy, uzakta değildir." tadında replikler dönüyor devamlı.

    olive'in kardeşi bildiğin çirkin. Sevgilisi de, daha önce de söylenmiş, robin olma adayı. koy bir ergen grubuna 13-14 yaş arası kızları aşık etsin anca kendine.

    bir de şu ağlak laurel'ın babasını gördükçe 2. sınıf fransız polisiyesi izliyor gibi hissediyorum. O nasıl bir tip amına koyim.
    0 ...