yer yarılsa da içine girsem denilen anlar

entry1896 galeri
    1377.
  1. Ailenin en hayta, en tembel, en umutsuz bireylerinden biri olarak hiç beklenmedik bir şekilde boğaziçi üniversitesi'ni kazanınca tüm aile bir sevinç içerisinde (başımızdan gitti), göğüsleri kabarık (oh savdık bunu da) sallan yuvarlan dansı yapmaktadır...

    O bahaneyle dizi dizi moruk teyzeler, pasta börek yemeye gelmektedir. Aşurenin içi kıyılmıştır artık, her gelenin tebrikler evladım lafına baş sallayıp el öpmekten. Her gelen iki saniye yanımda otur demekte, asure kendini joker jigolo gibi hissetmektedir. Bir fırsatını bulup kaçar genelde ama bir tanesi çok inatçı çıkar; asure kaçmak için ayağa kalktıkça kadın kıçına yapışır "evladım su getirir misin" der, "evladım kolonya getirir misin", "evladım peçete getirir misin". Annesi her an asureyi kurtarmak için "ben getireyim" diye atlasa da kadın yüzsüzdür, hayır ille oglumun elinden, parmaklarından der.

    En son "asure bana kahve yapar mısın" der kadın; asure alı al moru mor salondan çıkar, yavaşça kapıyı kapatır ve tüm öfkesini sessiz çığlığına, eline ve parmaklarına toplayarak, kapalı kapıya doğru naaah al sana kahveee al peçete de bir tarafına girsin, bu nah da sana girsin diye emme basma tulumba gibi son kuvvet kapıya doğru sallamaktadır. Ne yazık ki anneannenin bu sıcakta bu oğlan bu kapıyı niye kapadı diye fırlayıp kapıyı açacağını kestiremez.

    Sonuçta kapı öyle bir ani ve hızlı açıldı ki, en az otuz saniye anneannemin suratına, burnundan iki santim ötede naaaaah naaah diye bildiğiniz o ayıp işareti yapıp durdum. Tabi anneannemle birlikte tüm salondakilere de. Anneannemin, annemin ve ne olduğunu anlayan teyzelerin bana parazitmişim gibi acıyarak bakışlarını hiç unutmayacağım. Anneannem iki ay küsmüştü benimle.

    Tek tesellim, ara sıra şortumun malum yerini tutup albunu da al diye geçişler yapıyordum, kapıyı o ara açmamış olmasıdır.
    0 ...