çıkıp yüzüne karşı bir iki kelam etmek için belli birikime sahip olunması gerektiğini gösteren adam.. yazar bir de.. çok yazar..
haa, biz de yazardık değil mi? "sözlük yazarı.." hah işte tam da bu yüzden "burdan otobüse atlayıp ankaraya gidip, evini bulup, zilini çalıp karşısına geçerek görüşlerimizi aktaramıyoruz.." halbüse bunlara bile gerek yok.. kendisi ankara, yüksel caddesi'nde sıklıkla hemdem görülür, öyle boş başına dolaşırken.. yanına gidip, burda yazılanlar gibi konuşmak, özellikle eleştiri getirdiği hakaretlerden etmek yüzüne karşı, biraz göt ister.. (küfür ve hakaret edenler için yazılmış bir cümledir.. atlamayın hemen..) biraz da cümle kurabilme yetisi.. bir kaç gram da beyin..
insan eleştirilir, beyanlarda bulunabilir.. ama mesele nihat genç'in bahsettiği "yılanca küfür ediyorlar arkamdan.. sayfalarca hakaret ediyorlar.. gelsinler yüzüme söylesinler ya.." 'dan başka bir şey değildir.. sen bunu, "hülya avşar'a bir şey söylemem için illa yüzüne mi bakmam gerekir?" şeklinde anlarsan, o başka..
sen dersen ki eğer, "ben istanbul'dayım hacı.. ankara nire yahu? negzel sözlüğe yazıyorum işte.." o zaman ben de susarım tabi, diyemem bir şey..