ben bu yazıyı öylesine yazdım

entry2549 galeri
    417.
  1. öylesine bir yazı... insanlar bir telaş içinde yaşıyorlar hayatı. otobüste, metroda suratlar hep asık. sürücüler bir an önce kurtulmak istiyorlar; kocaman, bitmek tükenmek bilmeyen trafikten. trafiğin durmasını fırsat bilen ufak bir çocuk selpak satmaya çalışıyor. üşümüş, ağzı burnu kıpkırmızı. henüz hiç selpak satamamış bir umutla yaklaşıyor her arabaya. şoförler ise gergin, kimisi eliyle git işareti yapıyor, kimisi küfrediyor. daha sonra çocuk gözden kayboluyor, size bir daha görünmemek üzere.

    sabah işine giden gergin, asık suratlı bir adam görüyorum. takım elbiseli, oldukça hızlı adımlarla yürüyor, kaşları çatık. bu sırada tam tersi yönden bir ilkokul öğrencisi geliyor. gözlerinin içi pırıl pırıl ve yüzünde gülücükler var. boynundaki beslenme çantasını bir arabanın direksyonu gibi sağa sola çevirerek geliyor. onu bu şekilde görmek bile bana müthiş bir mutluluk veriyor o an için.
    ikisi yan yana geldiğinde zaman benim için birkaç saniyeliğine duruyor. bu tablo beni derin düşüncelere ittiğinde tekrar birşeyleri sorguluyorum. sanırım insanlar büyüdükçe mutsuzlaşıyor, mutsuzlaştıkça birer robota dönüşüyorlar.

    modern ve gelişmiş dünyanın düşünebilen robotları ya da mekanikleşmiş, yarı ölü, duygularını kaybetmiş bir et yığını !

    kendimizle gurur duymalıyız değil mi ? dünya'ya hükmediyoruz, devasa binalar yapıp inanılmaz teknolojiler geliştiriyoruz. en güçlü biziz! fakat bir zaman sonra biz insanlar müthiş ölüm makinaları icat edip bunlarla böbürlenmeye başlıyoruz. artık bizim yaptığımız şeyler bizi öldürmeye başlıyor. şehirler yok ediliyor, sadece şehirler mi ? hayır. şehirlerin içinde yaşayan insanlar, insanların anıları, mutlulukları, sevgileri ve aşkları... herşeyleri yok ediliyor. taki arkada onlara ağlayabilecek bir çift göz dahi kalmayana kadar.

    tüm bunları düşünerek yol alırken, yaşlı ve gizemli bir adam sesleniyor kuytu bir köşeden; ' artık herşey bitti. insanlık, aşk, sevgi, mutluluk ve insana dair olan herşey... tıpkı sonbaharda kuruyan bir yaprak gibi. bizler artık yalnızca ölmek için yaşıyoruz...'
    0 ...