fringe

entry1142 galeri
    885.
  1. x-files, house md, supernatural, sherlock gibi dizileri karıştırırken içine bir miktar da back to the future atarsanız bu diziyi elde etmiş olursunuz. konusu, kurgusu ve oyuncularıyla gerçekten izlenmeye doyulamayan bir dizidir.

    -devamı karakterlerden bahsetmektedir-

    --spoiler--
    Ajan Olivia Dunham * (a.k.a eycın danım): ablamız başrol. ilk defa bir kadının baş rol olduğu bir diziyi izliyorum desem sanırım yalan olmaz. bu tarz dizilerde genelde erkekler baş rolde olur. kadınlar genelde aksiyonu yaşayan abimizin dizinin dibinde oturur. bu dizide durum farklı. ablamız aksiyonun dibine vuruyor. üzerinde evvelden yapılmış olan deneyler sayesinde özel güçleri olan, hiç bir soruşturmada yılmayan, sorunlu bir çocukluğu olan ablamızın oyunculuğu da on numara. 5 sezon içerisinde hem kendini, hem paralel evrende kendini -farklı bir kişilikle-, arada william bell denilen çılgın profesörü, bir bölümde de masal dünyasından bir dedektifi canlandırmışlığı vardır. biraz soğuk nevale diyenlerin paralel evrendeki halini izlemeden konuşmamaları tavsiye olunur.

    bi de ağlayınca çok tatlı olur.

    bi de bir kaç bölümde şu güçlerini tam kapasite kullansaydı gam yemeyecektim. hep mi lazım olduğunda kullanır bir insan ya. bir bölüm de bulaşık yıkarken kullan ne bileyim... son olarak telefonu açarken her defasında "danım?!" diye açıyor ya... arkadaş ekranda numara yazmıyor mu? kulak varken tamam da azıcık samimi ol insanlarla yahu!

    peter bishop *: ıq 190 olunca böyle tatlı tatlı gülümsüyor insan tabi. ilk bölümlerde düzenbaz dolandırıcının biri gibimize gelse de sonradan numarası ortaya çıkıyor. numarasının olmaması! tabi ben daha fazla performans beklerdim karakter olarak -diğerlerinden beklediğim gibi- ama elden bişey gelmiyor. karakterinin özelliği tek olması. yani her canlı çift yaratılmış, peter hariç. ve ilginç bir not, peter hariç tüm karakterlerin kötü versiyonlarına rastladık dizide. mel mel sırıtması olivya bacımızın içini yakmış, kendine aşık etmiştir. hemde toplamda 3 kere falan. bu bile ayrı bir başarıdır kanımca. bi de bu adam ilk bölümlerde bi adamı dövüyordu "kızı rahat bırak" gibisinden.. n'oldu ona? havada kaldı sanki?

    Astrid Farnsworth * (a.k.a astro, asterix, astral, astriks, aspirin, esther, ashram vb. bir bölümde de charle mi ne denmişti...)

    ekibin data işleyen sevimli kıvırcığı. walter'a sahip çıkan, onun peşini toplayan, bir bölüm dahi isyan etmeyen tatlı bişey. zaten bir bölüm aksiyona gireyim dedi onda da vuruldu.

    bunu da ağlatmayın, kıyamam... paralel evrendeki hali zaten son nokta.

    ve tabi ki;

    walter bishop *: bu adamın oyunculundan kısaca bahsetmek istiyorum. yüzüklerin efendisi'n de ilk gördüğüm sahneden itibaren tiksinmiştim denethor'dan. bu kadar itici bu kadar inatçı bu kadar negatif olamazdı bir insan. John Noble, o kadar iyi oynamıştı ki rolünü, kitabında o kadar etki etmemişti denethor bana. izledikten sonra uzun uzun düşünmüştüm John Noble'ın ne kadar başarılı canlandırdığını.

    bu dizide de karşımıza tam aksi olarak çıkıyor muhterem. arkadaş bir insan bu kadar sevimli, bu kadar saf, bu kadar iyi niyetli, bu kadar deli, bu kadar neşeli, bu kadar dalgın olabilir mi ya! en gereksiz icattan en imkansız icatlara, hepsi bunda! kafasının içinde dört şeritli otoban! tam soruşturmanın ortasında akla gelen saçma fikirler! ceset görünce veya otopsi esnasında yemek aşermek!

    geçmişi ile ilgili kendisinin çok sıkıntısı var, zaten dizide her taşın altından william bell ile kendisi çıkmakta. evladı yaşasın diye iki evreni de gözden çıkaran bir adam. peter diyince akan sular duruyor, dünya yörüngesinden sapıyor bu adam için. olmadık yerde sinirleniyor, tam yerinde gözleri doluyor. şekerle besleniyor. bi de inek şart.

    ağlayınca benim de gözlerim doldu hani bazı bazı...

    ps: o değilde şöyle bir baktım, bi peter'ın ağlaması koymamış bana... ağlasın pezevenk...
    --spoiler--

    -bu bölüm kafaya takılanları içerir-

    --spoiler--
    ilk olarak senaristlerden mi kaynaklanıyor bilemedim ama;

    sezonu hatırlamıyorum ama massive dynamic de şekil değiştirenleri ararlarken kan gruplarına bakıyorlar bir bölümde. walter katilin kan grubunun a rh+ olduğunu aynı zamanda kendisinin de kan grubunun olduğunu söylüyor. daha sonra 4. sezonda sanırım, arafta kalmış kasabada saldırıya uğrayan, kan kaybeden kasaba öğretmenine kan verirken walter "benim kan grubum 0 rh+" diyor? nedir bu? olayınız ne?

    sonra bir bölümde görünmez abimiz var. bu abimiz asansörde beraber inip çıktığı ablaya vurgun. son karşılaşmalarında asansöre yığılıyor. yavaş yavaş ölürken sol üst tarafta katlar sırayla geçiyor. 10-11-12-14... 13. kattan geçmiyor?

    charlie'nin öldürüldüğü bölümden sonra onun şekline giren ve hastalanan şekil değiştirici'nin arkadaşlarıyla muhabbeti esnasında "çok fazla aynı bedende kaldın bu yüzden böyle oluyor" gibisinden bir muhabbetleri geçiyor. e ilerleyen bölümlerde şekil değiştiren elemanın biri aile kurmuş mutlu mesut yaşıyor?

    5. sezon için ayrıca laflar hazırladım. yahu madem kullanamıyacaktınız neden bir sezon boyunca malzeme topladınız plan için!? ulan insan azıcık daha destansı bir final yapar. şu fringe vakkalarını kullanma olayını biraz daha işleseydiniz kararkterlerin gelgitleri yerine daha bir mübarek olacakmış....
    --spoiler--

    ne biriktirmişim be... arada aklıma geldikçe eklerim...

    kısaca anlat diyenler için. çıtayı en tepeye çakacağınız dizi...
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük