aldanıyorum kirletilmiş salâhatlara,
burnumda keskin bir revolver kokusu,
gecesiz bırakılmış anneler savruluyor karanlığa,
sen ve arşa tapan tüm uçurtmalarım;
şimdi hoşça kalın,
hoşça kalın sizi ilk gördüğüm 22. yaşım...
bu anımı sizlere bu liriklerimle tasvir etmek istedim.
merhaba,
ben pembe tolga
ahiren duygusal tutarsızlıklar içerisindeydim. bir zamanlar hayatıma dahil olmuş olan güzel yarenlerim, şimdilerde acımasız birer bedhah olmuştu.
son derece çağdaş popolu eski sevgililerimin şahsıma yönelik düşmanlıkları bitmek tükenmek bilmiyordu. bilhassa da son sevgilimin, yani titanyum serdar'ın ayrılık sonrası göstermiş olduğu davranışlara çok teessüf etmiştim.
titanyum serdar; meme uçlarına sinek ilacı sıktırmaktan son derece kıvanç duyan, hayalarını fare kapanına sıkıştırmadan mastürbasyon yapması durumunda ithyphallic olamayan, birtakım elit ailelerin gayrimeşru oğlu, yüreğimin şehvet dolu kanlı muallimi, gözyaşlarıma efsunla bağlanmış son aşkım; terk edilişlerin uzun saçlı kutsanmış yarası, 130 kiloluk taze baharımdı.
serdar ile zaruretler içerisinde geçen 5-6 aylık sallantılı ilişkimizi sonlandırma kararı almıştık. serdar çok kıskanç bir sevgiliydi. ilişkimiz boyunca bana hayatı dar etti. kıskançlık saplantıları yüzünden hayatıma birçok kısıtlama getirdi. hatta penisimden çok sevdiğim sözlük yazarı gaydaşlarımla dahi görüşmeme icazet vermiyordu. beni dildosundan bile kıskanabilecek kadar gözleri dönmüş bir sevgiliydi. hiç unutmam, bir keresinde bana kur yaptığını düşündüğü pembe flamingomun yeminin içerisine şap dökmeye yeltenmişti. ah ruh-i mücerredim benim... nasıl olur da bu kadar ehemmiyetsiz davranışlara katlanmak zorunda kalmıştım, nasıl olur da ihtimama muhtaç yüreğimi bu adama teslim etmiştim, sırf bembeyaz mehveş götü için değer miydi bu eziyete? aşkın hararetinden kör olmuştum, görememiştim bu eziyeti.
ama artık özgürdüm.
ayrılık sonrası demet akalın'a dönüşen bayansı hanımlar kadar hür, inhiraf etmiş bir mümin kadar günahkar, henüz ilk cinsel deneyimini yaşamış peygamberdevesi kadar mutlu, viskinin içerisindeki en son eriyen buz kadar marjinaldım. her ne kadar ara sıra onu becermeyi özlesem de, çoktan bekarlığın tadını çıkarmaya başlamıştım bile.
pembe tolga geri dönmüştü...
bir bir eski aşk tüccarlarımı yeniden işe almış, lezbiyen görünümlü gey arabamı garajdan çıkarmış, nitrik asit ile çırpılmış sodyum klorürlü kırmızı şarabımı yudumlamaya yeniden başlamıştım. tanrım ne de güzel başlamıştım...
ne var ki bu sükunetli günlerim çok sürmedi. yine her akşam olduğu gibi zebra yavrularını konu alan belgeselleri gözyaşları içerisinde izlemeye koyulmuşken telefonuma bir mesaj geldi. fevren telefonu elime alıp mesajı açtığımda ise hayalarımdan bıçaklanmışa döndüm. mesaj titanyum serdar'dan gelmişti. "uyudun mu xd ?" tarzı bir mesaj bekliyordum. fakat yanılmıştım. mesajda harfiyen şunlar yazıyordu:
"baq yeni sevgilimlen xD kimseye çok bağlanma!!!1 unutma tabut tek gişilik!!" ve bu mesajının altına yüzünü göremediğim bir oğlan çocuğuna oral seks yaparken çekilmiş olduğu fotosunu iliştirmişti. hangi lobsuz herif eski sevgilimin ağzını pötürtüyordu, hangi itibarsız aile çocuğu benim saf sevgilimi böylesine kandırmıştı?.. her ne kadar eski de olsa sevgili sevgiliydi işte, bir anda silip atılamıyordu. saatlerce yolladığı fotoğrafı inceledim. en sonunda hemen arkalarındaki bilgisayar monitörü dikkatimi çekti. uludağ sözlük'ün ana sayfası açıktı. fakat o da ne! görüntüyü biraz daha yaklaştırdığımda orgy partisinin içerisine atılmış penguenler kadar sinirlenmiştim. bu bir moderatör ekranıydı. meğer eski sevgilimi bir uludağ sözlük moderatörü beceriyormuş!
crixus çığlıkları atarak eski sevgilimin, 130 kiloluk minik kuşumun evine koştum. o fütursuz moderatörü kıskıvrak yakalayıp, poposunun sağ ve sol lobunu ayırmak suretiyle içerisine pembe rüyamı empoze ederek onu cezalandırmalıydım. lakin oraya vardığımda müphem bir acıya yakalandım. zira moderatörü birkaç dakika farkla kaçırmıştım. benim geldiğimi görüp kaçmış olmalıydı. henüz sevgilimin ağzı sıcaktı, çok uzağa gitmiş olamazdı... fakat ihanetin kahrından daha fazla koşacak dermanım yoktu.
sevgilime her ne kadar işkence yaptıysam da o moderatörün hangi moderatör olduğunu hiçbir şekilde ağzından alamadım. şerefsiz moderatör, sanki ağzına penis değil de tıpa vermişti.
günahkar ve pişman sevgilimi bir süre iğfal ettikten sonra, intikam duygusunun bedenimde gösterdiği tezahürleri hissetmeye başladım. işte o moderatörü bulmak için yeniden buradayım. artık ahlaki değerlerimi bir kenara bıraktım. artık daha acımasızım. adaletin pembe ve keskin penisinden bir süre daha saklanabilirsin; ama asla kurtulamazsın! tüm moderatörleri bacermek gerekiyorsa bile -ki buna asla hayır demem- seni bulacağım. saklanmaya devam et...
hapsedilmiş ucuz hayatına pembe şerler getiriyorum.
tahayyüllerle dolu gözyaşlarımın içerisinde boğulacaksın. iblislere namzet kişiliğini ıslah edeceğim.
masum bir yüreğin tekamülünü izleyin şimdi.
ulan pembe tolga'nın sevgilisini elinden mi aldınız? başınıza büyük bir bela aldınız...
aldanıyorum kirletilmiş salâhatlara,
burnumda keskin bir revolver kokusu,
gecesiz bırakılmış anneler savruluyor karanlığa,
sen ve arşa tapan tüm uçurtmalarım;
şimdi hoşça kalın,
hoşça kalın sizi ilk gördüğüm 22. yaşım...
