soykırım ve özür kısmı tartışmalı, ve bu tartışma bir o kadar da gereksiz ancak; ermeni tehciri diye bir olay var; bunu yadsıyana götle gülünür ancak, her kaynakta var ve kimse inkar etmiyor çünkü.
benzerini devlet 1923 türkiye yunanistan nüfus mübadelesi sırasında yapmıştı, mecburi ya da değil yine tartışılır.
ama o zamanlar balkan türkleri ile rumların yaşadıklarını herhalde buna doğrudan ya da dolaylı tanık olmuşların dışında kimse anlayamaz tam anlamıyla.
dedem makedonya burnunda tüterek öldü; ermenilerin de böyle şeyler yaşamasına sebep olanlar düşünsün memleket hasretiyle yanıp tutuşarak, kavuşamadan ölmek nasıl olurdu.
ayrıca özür dediklerinin diplomatik bir mastürbasyon ve çıkar ilişkileri dışında hiçbir şeyi bağlamadığını ve o zamanlar yaşananların hiçbirine derman olmayacağını, hatta tahmin ederek ileri gidiyorum bunu zırt pırt gündeme getirenlerin ermenilerin yaşadıklarıyla, çektikleri acılarla, evi barkı bıraktırılıp gönderilmeleriyle, hastalıktan ya da başka unsurlarla ölenlerle ilgisinin olmadığını anlayamayana da ne demek lazım bilmem. "yavşağın biri çıkmış konuşuyor işte" deyip geçilmeli özür dilemeli diyenlere.
lan dilese nolur, benim dedemin ölüm döşeğinde evim, vatanım diye sızlanışı kadar kimbilir kaç rum, kaç balkan türkü, kaç ermeni acı çekti; geçirecek mi bunları o özür. anca mastürbasyon yapın.