Şimdi gözlerini kapatıp son model telefonunun içinde hattınla beraber, karşıya geçerken vapurdan denize düştüğünü düşün. Nasıl için acıyor, nasıl çaresizsin. Elinden hiçbir şey gelmiyor. Sana kimse yardımcı olmuyor. Olamıyor. Vapurdan denize doğru, düşürdüğün yere bakıp kalıyorsun. iyice gözden kaybolup uzaklaşana dek. "Hassiktir" diyorsun. "Napcam ben şimdi?" Aklına arayıp yardım istemek geliyor, telefon gitmiş, numaralar gitmiş. Elin kolun o telefondu. elini birden cebine atıyorsun, arayacaksın işte birilerini. ama yok. o düştü. çaresizsin. yardım bile isteyemedin. nasıl alışkanlık olmuş halbu ki, her elini attığında onu orada bulmak. etrafındakiler vah vah yazık, diyor. acıyan gözlerle bakıyor. Şimdi herkesin numarasını baştan toplaman gerekecek. şimdi onca yaşanmışlığı baştan yaşaman gerekecek. yeni bir telefon gerek. O kadar parayı gene bulman gerekecek. Ya da idareten eski takoz telefonlardan birini kullanacaksın. evde öyle ortalık malı olmuş olan var ya hani. işi düşen birkaç gün kullanıyor, iki mesaj atıyor, biraz konuşuyor, atıyor gene bir kenara. işte idareten onu kullanacaksın belki. Ama senin son model telefonun gibi olmayacak hiçbiri tabi. ne interneti var ne hd kamerası. öylesini de bir daha bulamazsın. bulamazsın işte amk. ne zorluklarla sahip olmuştun oysa ki. küçük bir hatanla düştü gitti denize. enginlere karıştı. şimdi kim bilir hangi balığa yem olmuştur. ah ulen ah. şimdi her şey sil baştan. numaralar, oyunlarda kırdığın rekorlar, kaydettiğin notlar, çektiğin fotolar, videolar, tüm indirdiklerin, tüm hatıralar... "hassiktir" diyorsun. "hassiktir"... düşürdüğün yere onu, bakıp kalmışken, bir sigara çıkarıyorsun paketinden. yakıyorsun. gözlerin o noktaya sabit, çekiyorsun...
işte bu pegasussa terk edilmek pegasus plus. sonu pek bir sikindirik oldu ama canım sağolsun. romantikim sonuçta.