Kısacık hayatımda (kısacık dediysem o kadar da değil) anladığım bir şey varsa o da önemli olanın cinselliği değil, hayatı paylaşmak olduğudur. Etrafınıza bakın, genç yaşta sırf abazanlıktan gördükleri ilk insanla evlenen insanlar mutlu mu şimdi? Değil tabi, ne sandınız? En son asansörde yiyişen dayılar örneğini görmedik mi hep beraber? Adamların nasıl boktan evlilik hayatları varsa artık, kahve arkadaşlarına sulanır hale gelmişler. Mutluluğu hala cinsellikte ama farklı tercihlerde aramışlar. Bulsalardı kafalarına göre bir insan, böyle mi olurdu?
Tamam dayılar örneği sert bir örnek.
Kendimden yola çıkayım o halde. Şimdiye kadar aynı evde yaşasam kendimi mutlu hissedeceğim sadece 5 kişiyle karşılaştım ve bunlardan sadece biri karşı cinstendi. Burdan biseksüel olduğumu çıkaranlar da olur, peşin söyleyeyim dümdüz bir heteroseksüelim. (ama homofobik değilim, homofobiklerden de hoşlanmam, başka konu.)
Biriyle mutlu olmak için onunla illa yatmaya gerek yoktur. Biriyle birlikteyken kendini mutlu hissetmenin tek sebebi, birbirinizi anladığınızı bilmektir. Bu kişi kız olmuş, erkek olmuş, dost olmuş, sevgili olmuş, abla olmuş, baba olmuş fark etmez. Ruh eşi, ruh eşi diye aradığınız kişi illaki sevişeceğiniz kişi olacak diye bir şey yok. Sizi anlayan birini bulun, o yeter.
Özellikle kendini sürekli yalnız hissedenleredir bu söylediğim, gidin ve yalnızlığınızı paylaşacağınız birini bulun.