Önünden geçip seni bir kez daha göreyim diye kaç tabak salata aldım ah bilsen. Erken kalktın ama masadan, hiç adetim olmasa da birinin arkasından yürümek, güvenmek de istemedim şansa. Markete girdin arkadaşlarınla ve saklandım reyonların arkasında. Ve niyahet aslında işinize yaramayacak o müthiş şeyi yerine bırakmak sana düştü; geçiyordun önünden. Merhaba dedim, duymadın sanırım. iki kez tekrarladım sen duy diye. Şaşkın bir 'efendim'den sonra unuttum özensizce hazırladığım tanışma cümlelerimi. Ne okuyorsun dedim, niye dedin. Merak ettim dedim. Bir daha niye dedin ve tekrarlandı üç kez aptalca merak. Biraz gülümsedin o kocaman gözlerle ve Hayır dedin sonunda. Kocaman gözlerinin şaşkınlığına bakıp seninle iki kelime etmenin sarhoşluğu ile ayrıldım oradan. Sonra fakültelerde seni arayacak olsam da. Bugün pusu kuruyorum yemekhanenin önünde haberin olsun. Ve uzun zaman sonra; içime sığmayan heyecanıma kulak veriyorum. Kim bilir...