olursa "denize düşen yılana sarılır" atasözünü doğrularcasına bir hareket olacaktır.
mavihayallerinesareti nin entry si çok net tebrikler "siyasette çoğu zaman 2 + 2 = 4 etmez." bu kadar güzel fade edilemezdi.
çoğu zaman bu önerme doğru olmakla birlikte akp de doğru olmamıştır. 2+2>=4 etmiştir.
şöyle açıklayayım. rte nin yılların necmettin erbakan'ın dan daha iyi yaptığı şey neydi?
akp nin hedefi sadece muhafazakar taban mıydı?
akp nin geçirdiği dönüşüme bakalım
- ilk yükseliş dönemlerinde akp nin liberal ve ılımlı söylemleri dikkat çekmekteydi. bu yolla iş adamları, medya yanlarına çekildi.
- akp iktidara çöreklendikçe asker, bürokratlar, medya, üniversiteler, işadamları ile hesaplaşmaya girip kazandıkça güçlendi güçlendikçe sesi daha otoriter çıkmaya başladı. her seçimden sonra parti içi muhalefet ayıklandı. biat edenler daha iyi görevlere getirildi.
- bu dönemde anayasayı değiştirmek için gerekli oyu almak adına milliyetçi söylemleri yoğunlaştırdı.
- şimdiki aşama bdp'nin güçlenmesini önlemek ve iktidarı devam ettirmek adına (belki de emperyal hedefler uğruna) kürtçü söylemler.
son yapılan genel seçimlerde mhp nin baraj altında kalması durumunda akp'nin daha da güçleneceğini düşünen bir grup chp linin ömrü hayatlarında yapmadıkları şeyi yaptığı ve mhp ye oy verdiği basına yansımıştı. istanbul'da kemal kılıçdaroğlu'nun (kk) belediye başkanlığı'na yaklaşmasını sağlayan da bir kısım milliyetçi kesimin k.k.'yı desteklemesiydi.
şu noktada da mavihayallerinesareti ile aynı fikirdeyim. mhp ve chp halkı tanımıyor. aynı zamanda kendilerini de halka tanıtamıyorlar.
(bkz: muhalefete öneriler/#18896970)
(bkz: muhalefete öneriler/#19011827)
buna karşın akp nin iyi yaptığı şeylerden biri medyayı iyi kullanması. bu yolla kamuoyu oluşturabilmesi, gündemi değiştirebilmesi.
doxanike'nin dikkat çektiği husus mhp için olduğu kadar chp için de geçerli. mhp de chp de sürekli akp nin dümensuyuna gidiyorlar. akp nin yaptığı her gündem değiştirme çalışmasına (her salatalığım var diyene tuzluğum var deyip koşturmak misali) katılıyorlar. en son imralı tutanaklarının sızdırılması olayında uyandı bu ikili. rte yine usta bir manevrayla sorunun yönünü "pazarlık yapılmasından" "kim sızdırdı"ya çevirdi. bu sefer d.b. ve k.k. uyandı "bırak kim sızdırdıyı pazarlığı anlat" dediler ama ellerindeki kozu düzgün kullanamadılar. sesleri yeterince güçlü çıkamadı. rte nin "şerefsizdir" açıklamaları ile ilgili kozu bile kullanamadılar. k.k. "bir başbakan iki erdoğan" videosunu parti grup toplantısında gösterirken medya kuruluşları yayını kesti. halbuki videoda farklı bir içerik yoktu hepsi rte nin konuşmalarıydı. buna rağmen rte kendi konuşmalarını yasaklattığı için basın bunu haber yaparak risk almak istemedi k.k. da bunun üzerine gidemedi. aynı şekilde rte'nin "pkk ile görüşen şerefsizdir" açıklamasının muhatabı mhp idi. bugün gelinen noktada mhp ses getirecek bir muahlefet yapamadı.
özetle böyle bir stratejik ortaklığın başarıya ulaşabilmesi için gereken en önemli hususlar bu ortaklıkla hedeflenenlerin halka anlatılabilmesi ve belirlenecek adayların özenle seçilmesidir (hansi ise her iki tabanın da "ılımlı" karşılayabileceği adayları sıralamaya başladı bile.). yani hem devlet bahçeli (d.b.) hem de kemal kılıçdaroğlu (k.k.) şimdiye kadar yapamadıkları şeyi yapmalılar medyayı iyi kullanabilmeliler. gerçi bazılarınız bunu yapabilselerdi şimdi bu durumda olmazlardı diyecekler. ne deyim onlar da haklı.