doğuda, özel harekat birliğinde istirahat saatlerinde askeri gazinoda subay, astsubay, uzman jandarmalar aşağı yukarı 20-25 kişi dinleniyorduk. kimisi televizyon seyrediyor, kimisi tavla atıyor, kimisi muhabbette kimiside gazete okuyor. tam o sırada idari işler astsubayı başçavuş odaya giriyor ve elindeki el bombasını ömere uzatarak
-'ömer, yav ben şu pimi el bombasına takamadım, mandalını sakın bırakma haa.. pimi taktıktan sonra getir bana' der.
+tamam komutanım.. takmaya çalışırım der.
ömer, el bombasının mandalını avucunun içiyle kavramış, bir eliylede el bombasının çıkan pimini takmaya çalışır..
gazinoda oturan rutbeliler erkekliğe bok sürdürmemek için dışarı çıkmıyor, ama göz ucundan da ömerin elindeki el bombasına keskin bakışlar yapıyordu.
ömer, pimi yerine takmaya çalışırken el bombası elinden kayıp yere düşer.. mandal bir yerde, pim bir yerde, el bombası bir yerde, kayıp düşerkende hassiktiirr diye bağırmaz mı:)
gazinonun penceresinden dışarıya balıklama uçanlar, kapıya doğru koşuşturmalar, kanepeyi kendine siper yapanlar, duvara doğru koşup duvarı delip geçeceğini sananlar, oturduğu yerde dua edenler..
el bombası, normal şartlarda, mandalı bıraktırktan 6 saniye sonra patlar. o 6 saniyede koca gazinoda 25 kişiden 3 kişi kalmıştı:D
el bombası mı? patlamadı..
idari işler başçavuşu ile ömerin planlayıp, boş el bombası ile yaptığı şakanın acısını, ikisinide ağlatana kadar domuz bağında tutarak ödeşmiş olduk.