bir galatasaraylı olarak söylüyorum "haklıdır" arkadaş!
hiç laga luga yapmaya gerek yok, hepimiz biliyoruz ki en ılımlı, en avrupa'da tüm türk takımlarını destekleyen adam bile rakibi avrupa'da kazanıp inceden laf sokmaya başladığında sinirinden kuduruyor. "ulan ben bunları mı destekledim" diye kafayı yemeye başlıyor.
bu tüm takımlar için geçerli arkadaş. kazanan takım diğerini inceden alaya alır, dalga geçer, kızdırır. şiddete varmadığı sürece futbolun en olağan ve en keyifli yanıdır bu.
sırf lucescu'nun hatrına 2003-2004 sezonunda beşiktaş'ı avrupa'da desteklediğim, maçlarını izlediğim dönemi hatırlıyorum. adamlar turu geçince kafayı yiyip puan, averaj, gol sayısı hesabına başlamışlardı. neymiş daha çeyrek finalde galatasaray'ın uefa kupasını kazandığı dönemden daha başarılı(!) olmuşlar, daha iyi averaj tutturmuşlar vs. sinan engin'in abuk subuk demeçleri, rakibe laf sokmalar falan.
2008'de fb'nin kendi kendini "avrupa'nın prensi" ilan edip, yine kendini avrupa basınına türkiye'nin en büyük kulübü diye pazarlamaya çalıştığını unutmadık. tabi basın bunu yemediği gibi bir sonraki maçta çokoprens oluverdiler.
o nedenle herkes kendi kulübünü adam akıllı desteklesin arkadaş. göstermelik desteğimsilere de lüzum yok. 10 dakika önce avrupa maçı diye senin yanındaymış gibi güya destek veren adamların, maç çıkışı yenildiğinde "nasıl koydular size yea eki eki" dediğini de biliriz.
o nedenle kalsın desteğiniz, gidin madrid'i destekleyin. kulüp yöneticisi barcelona bayrağı ile fotoğraf çektirmiş, ardından da galatasaray bayrağını gazetecilerin önünde yırtmış bir camianın evlatlarısınız siz. meşrebinizce davranın...