eski toprakla sohbet ediyoruz yıllar evvel. dedemle. o, benimle hep ilgilenmiştir. belki adaşız diye, bilmiyorum gerçekten. kim bilir? ama onun sevgisini hak edecek kadar iyi bir insan değilim ben.
aşk hayatın nasıl gidiyor diye soruyor dedem. gülüyorum; nasıl olsun dede, normal işte. anormal bir durum yok diyorum. yanımda biri olsun diye çirkin kızlara gönül vermeye başladım. refleks gibi bir şey bu. durduramıyorum kendimi. dedem de gülümsüyor, daha yaşın kaç torun? her şeyin en güzeli olacak. göreceksin diyor. ah be dede, inşallah. sen anlatsana, biraz taktik ver adaşına. babannemle olan hikayenizi anlat.
dedem çok sıcakkanlı bir insandır. görseydiniz, pamuk sanırdınız.
dedem benimle göz göze gelebilmek için kendi soluna çekiyor.
iki tane parlayan yıldızı yan yana koysak, ikisi; parlak "bir" yıldızı oluşturur diyor. ve teker teker dikkat çekmez. sadece bir yıldız var dersin orada. ama o yıldızın yanına, bir tahta koy diyor dedem. o yıldız öyle bir parlar ki; gözlerin bozulur. işte babannen gözlerimi böyle bozdu.
dedem gençlik yıllarında gözlerinden birini kaybetmişti.
işte benim için budur güzel kızın yanındaki çirkin kız.