Üçüncü sezon finaliyle beni hayal kırıklığına uğratan dizidir efendim.
--spoiler--
Diziye ilk başladığım zamanlar kendi kendime gereksiz karakterlerin listesini yapmıştım. t-dog, dale, sophia, amy, andrea, carol'ın kocası falan. Hepsi öldü ya la. Nasıl bir manyaksam artık.
Andrea seni sevmedim, sevemedim. Lori bir sen iki. Ulan dünya zombi kıyameti yaşıyor siz orospuluk peşindesiniz. Shane'in sikini avuçladığın günleri unutmadık Andrea. Unuttum sanma. Unutmam.
Neden hayal kırıklığı? şöyle, şimdi birinci sezon finalinde çalan Bob Dylan şarkısı* sahneye cuk oturmuştu. ikinci sezonda Shane'le Rick'in kavga ettiği bölümün sonunda tek başına yürüyen walker ve fonda Wye Oak'ın Civilian'ı çalıyordu. Bunlar çok manyak sahnelerdi beni etkileyen şey bu dizide olaylardan diyaloglardan çok mekanlar olmuştu. Nuri Bilge Ceylan filmi izler gibi oluyordum. Hani Bir Zamanlar Anadolu'da filminde elmanın ağaçtan düşüp derede sürüklenme sahnesi vardır. arkadan ahmet mümtaz taylan konuşur falan. çehovcu anlatım diyoruz buna. mekanı betimlemeye yönelik şeyler. Neyse buydu beni etkileyen; ama birader Nick Cave olmamış oraya. Ne bileyim imagine falan koymamışlar allahtan. ha ben olsam daha mı iyi yapardım tabi ki hayır.
Bir de Carl sen ne manyak bir şey oldun lan? babaya öyle denir mi? Taş yapar allah. sikerim belanı yavşak. düz dur.