Türk halk şiirinin en büyük temsilcilerinden biridir. Sivasın Şarkışla ilçesine bağlı Ağcakışla bucağının Sivriaîan köyünde doğdu. Karaca Ahmet adı ile anılan babası, bu köyün eski ailelerinden Şatıroğullarına mensup bir çiftçidir, annesinin adı Gülizardır. Sivriaîan köyünde btrr Veyselin doğduğu, ikincisi yedi yaşma bastığı yıllarda iki defa çiçek hastalığı salgını başgöstermîş; Veysel bu ikinci salgında gözlerini kaybetmiştir. Şair, bu acı kaderini şöyle anlatır:
Genç yaşımda felek vurdu başıma
Aldırdım elimden iki gözümü;
Yeni değmiş idim yedi yaşıma
Kaybettim baharımı, yazımı
On yaşlarındayken, babası ona, canı sıkılmasın diye bir saz almıştı, Veyselde şiir ve müzik merakı bundan sonra başladı. Bir ara Kangaldan köylerine gelen Alâ adında bir saz şairi ona ustalık etti.
1. Dünya Savaşında artık yetişkin bir delikanlı olan Veyseli en çok üzen olay, köydeki bütün akranlarının, akrabasının savaşa gitmelerine karşılık, kendisinin bu kutsal yurt görevinden yoksun bulunuşudur.
Veysel, savaşın sonunda ağabeyisi Ali ile, bağ, bahçe işlerine başladı, bu arada Esma adında bir kızla evlendi. Bir süre sonra eşinin başka bir erkekle kaçışı ona çok acı geldi. Bu olaydan sonra şair, bütün çalışma gücünü kaybedip, kendini bütün bütün sazına verdi. 1931 de Sivasta düzenlenen Halk Şairleri Bayramına katıldı. Ondan sonraki yıllarda ise artık tam bir «âşık» olarak, ve-falı arkadaşı ibrahimle birlikte, yurdu dolaşmaya başladı.
Veysel, Ankaraya ilk defa 1933 te gitti. Cumhuriyetin onuncu yıl dönümünde söylediği şiir gazetelerde yayınlandı. Bir ara Köy Enstitülerinde Halk Türküleri öğretmenliği de yaptı. Şair zaman zaman köyünden çıkıp yurdu dolaşır, Ankaraya, istanbula uğrayıp radyolarda kendine özgü konserler verirdi.