apo nun nevruzda okunan çağrısı

entry2 galeri
    1.
  1. Öcalan'ın günlerdir merakla beklenen çağrısı, bugün Diyarbakır'da nevroz alanından kitleye okundu.

    Sanırım bu metni en çok beğenenler Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu'dur. Zira Öcalan, "Türk ve Kürtlerin bin yıla yakındır islam bayrağı altındaki ortak yaşamına" vurgu yaparken, Kürt Sorunu'da dahil olmak üzere tüm sorunların, islami bir kapsayıcılıkla ve ümmet bilinciyle çözüleceğini tekrarlayıp duran Cemaat'ten ya da AKP'nin ideologlarından epey etkilenmiş görünüyor. Ancak bu sav tümüyle yanlıştır ve aşılmış bir sınıfsal siyasal ilişkiler dönemine yapılmış nafile bir güzellemedir. Zira artık imparatorluklar döneminde yaşamıyoruz, çok uluslu ve dini bir temelde örgütlenmiş, hiçbir demokratik, eşitlikçi ve akılcı dayanağa sahip olmayan imparatorluklar, kapitalizmin gelişmesiyle birlikte, yerini burjuva demokrasilerine ve işçi sınıfının bu burjuva zorbalığa karşı mücadelesine bıraktı.

    Bağımsız ve sosyalist bir Kürdistan parolasıyla yola çıkan Öcalan, gelinen noktada, bırakın bağımsız ve sosyalist bir Kürdistan idealini, Türkiye'nin topraklarını ve etkisini güçlendirmek isteyen neredeyse yayılmacı bir Yeni Osmanlıcılık tonuyla konuştu. Aslında bu Öcalan'ın imralı'daki politik gelgitlerini takip edenler için çok şaşırtıcı olmadı. O da artık tıpkı Davutoğlu gibi Kürtlerin horlanmadığı bir Osmanlı tarihsel kültürel yapısına özlem içinde. Siyaset litarütüründe ne anlama geldiği çok da belli olmayan, muğlak ifadeleri kullanmayı seven Öcalan bu kez de "Demokratik Modernite Sistemi" diye adlandırdığı bir çözümü, hitap ettiği kitleyi de genişletip Arapları ve Türkmenleri de sürece dahil edecek bir öneri olarak sunuyor. Eh AKP'nin de yapmaya çalıştığı şey de aslında tonları biraz farklı olmak kaydıyla aynı şeydir. Liderliğini Türkiye'nin yaptığı Sunni Müslüman çok parçalı ve ulus temeline dayanmayan bir kapitalist imparatorluk. Burada imparatorun (ya da başkanın) kim olacağı çoktan belli, adına başkanlık sistemi denen bir yolla Tayyip Erdoğan'ın bir padişah yetkisiyle donatılacağı bu yeni rejimde, asıl merak edilen Öcalan'ın nasıl bir politik konumlanmaya razı olduğu. Öcalan'ın Ortadoğu hakkında konuşurken ABD ve diğer emperyalist blokların süreçteki rollerine ya da onlara karşı yürütülecek herhangi bir mücadeleye değinmemesi de dikkat çekidir. Bölgede ABD'ye, çok uluslu tekellere ve onların yerli uzantılarına karşı mücadele edilmeden halkların çıkarına bir gelişme asla yaratılamaz.

    Toparlayacak olursak, Öcalan'ın yaptığı çağrıdan ne Kürt ne de Türk Halkı için hiçbir ilerici yön çıkarılamaz. Burjuva siyasetin kavramlarıyla konuşarak sınıflar arasındaki çelişkiyi tümden yok sayarak, emperyalizme ve kapitalizme hiç değinmeden, dini temelli çok uluslu bir hoşgörü toplumunun yaratılabileceğini düşünmek en hafif ifadeyle saflık ya da şark kurnazlığıdır. Bir rejimi yıkmak ve yerine yeni özgürlükçü bir toplum idealini geçirmek, onun kazanımlarını sahiplenmek ve çürümüş sınıfları, asalak toplumsal katmanları tarih sahnesinden silmek devrimdir. Ancak bir rejimi, liberal kapitalist ideolojiyi din sosuyla harmanlayan gerici güçlerle tasfiye etmek ve tarihsel olarak aşılmış bir başka çağı halklara örnek ve kurtuluş olarak göstermekse en azından bu gericilerle işbirliği yapmaktır. Ben buradan bir barış çıkacağını falan sanmıyorum, Kürtleri, Neo Osmanlıcılık idealine ve dolayısıyla Amerikan politikalarına eklemlemek halklara hiçbir şey kazandırmaz. Zira Öcalan Kürt halkı için de hiçbir somut talepte bulunmamıştır. Konuşmak için erken ama bir davanın satıldığını anlamak için de kahin olmaya gerek yok.

    Ulusların kendi kaderlerini tayin hakkına bir marksist olarak sonuna kadar saygı duyuyorum. Ancak şunu da eklemek istiyorum, Öcalan'ın çizdiği yol Kürt Halkını ancak bataklığa götürür. Kürt hareketi tarafından tanrılaştırılan Öcalan'ın, yarı tanrısal ve mitsel konumundan ötürü eleştirilememesi bu hareketin en büyük açmazlarından biri. Her milliyetten emekçinin kapitalizme karşı sosyalizm şiarıyla mücadele etmesi ve eşit haklar temelinde kurulacak bir sosyalist cumhuriyette kardeşçe yaşamasından başka da bir çözüm yolu göremiyorum.
    0 ...