Hayatta hepimizin yarım bıraktığı şeyler olabilir. Eğitim, iş, aşk veya başka herhangi bir şey. Hakan Günday'ın bu romanı her ne kadar bir gençlik romanıymış gibi dursa da, buram buram hüzün kokuyor. Evet yanlış duymadınız, Hakan Günday ve hüzün...
1.baskısı Ekim 2003'te yayınlanan "Piç", Barbaros, Hakan, Afgan ve Cenk'in maceralarını anlatıyor. Buradaki "macera" kelimesi size çok keyifli gelebilir ama öyle değil. 4 karakterin de yitik duyguları, bitik hayalleri var. Yarım kalmış öyküleri var. Okuduğunuzda siz de kendinizden er ya da geç bir şeyler bulabileceksiniz bu yıkık dökük öykülerde.
Kitap'tan bazı alıntılar,
"Dibe vurmak diye bir şey yok. Çünkü dünyanın dibi yok. En fazla yerin dibine geçerim, oradan da girer dünyanın öbür tarafından çıkarım."
"Hayat seni öyle bir noktaya getirir ki kendini sevdiklerinle savaşırken ve nefret ettiklerinle sevişirken bulursun. Üzülürsün. Pişman olursun. Sonra biraz zaman geçer ve tersinin bu dünyada işlemediğini anlarsın."
"Piçlerin babalarıyla olan ilişkileri mezar taşı kadar soğuk, yeni dökülmüş kan kadar sıcaktır. Hayal kırıklıkları hayat kırıklıklarına dönüşür ve piçlerle babaları sonsuza dek ayrılırlar."
Bun yazılar beni tatmin etmedi diyorsanız bu güzel çalışmaya da gözatabilirsiniz;