türkiye'de neden adam gibi bir şey yazılamadığını anlamak mümkün değil. allasen, kendi dandik dizinizin dandik senaryosunu da bir zahmet oturup kendiniz yazın. uyarlamayın. çünkü zaten yuvarlamak, yuvarlak bir şeyler yapmak, uyarlamak olmuyor. bu dizlere, halid ziya uşaklıgil'in ölümsüz eserinden, ibaresini kullanma hakkını verenlerin de esere hakkıyla sahip çıkamadığını düşünüyorum.
halid ziya uşaklıgil'in aşk-ı memnu romanı ile uzaktan yakından alakası bulunmayan, uyarlama demeye dilimin varmadığı, aşırı derecede yapmacık, yapıntı bir dizi filmin, romandan alınmış birebir adı; aşk-ı memnu. sadece bu.
aşk-ı memnu, kendi dönemi içinde, o dönemin değer ve ikilemleri, kişileri ile yazılmıştır. karakterler bugüne ait alet edavat kullanınca, eser bugüne uyarlanmış olamıyor. arabalar bugünün, cep telefonları bugünün diye; böyle bir koket kadın, böyle bir genç kız olmuyor. kişiler bugünün değil, replikler bugünün değil. neyin uyarlaması bu o zaman? yaprak dökümünün de, sapıtıp giden senaryosu artık yaprak dökümünü içermiyor. zaten karakterler de romandaki gibi, romandaki kadar değillerdi ama en azından, bugün de yaşandığını düşünebiliyoruz. ama aşk-ı memnu, aşırı derecede itici karakterler içeriyor. nedeni ise, bugüne ait olmayan kişileri, yalılara sokup, altlarına bugünün otomobillerinden koyunca, o saçma sapan komik kıyafetlerle, bugüne ait bir iş çıkarılmış olmamasından kaynaklanıyor.
bütün bunlar bir yana, drama olarak akıcı olmayan, insanı sıkan içini bayan bir dizi.