pek fazla futbol entrysi girmek istemiyorum artık ama kendisi hakkında bir iki şey yazmadan duramayacağım.
dün maça çok heyecanlı başladı semih, ilk dakikalarda ne yapacağını bilemez bir hali vardı hata yapmaktan korktu. ilk 2-3 dakikadan bahsediyorum bu arada. sonrasında attı o ürkekliği ve topunu oynamaya başladı. elbette tüm takımda vardır bu heyecan ama semih tüm galatasaraylılar için apayrı bir yerde olduğundan onu başka duygularla/gözlerle izliyoruz haliyle.
müthiş mücadele etti, her zamanki gibi savaşçı ve cesurdu. draxler ile girdiği o ikili mücadele de sakatlanınca eyvah dedik elbette ama şimdi düşününce o pozisyonu seviniyorum ben. sakatlığına değil elbette; o pozsiyonda draxler' in kendisine üstünlük kurmasına seviniyorum ve bun enrtyi de bu sevinci açıklamak için yazıyorum.
bu sene galatasaray yapması gerekeni yaptı avrupa' da. daha önce de söyledim 6 yıl sonra gidip de alınacak bir kupa olsaydı şampiyonlar ligi zaten bu kadar büyük bir turnuva olmazdı gözümde. tecrübe lazım, yetenek lazım, olgunluk lazım, alışkanlık lazım, taktik lazım, özveri lazım, disiplin lazım...
bu yavaş yavaş olacak bir şey. üstüne koya koya gidilirse bugün imrendiğimiz takımlardan biri olur galatasaray. şu an o elit takımların bir alt seviyesinde bir takım bana göre. elit takımlardan kastım şampiyonlar liginin seri başı takımları işte mesela.
şimdi konuyu bağlıyorum semih' e; semih draxler gibi oyunculara karşı oynayarak gelişir. fiziken ezilerek, hava toplarını kaybederek, hızlı forvetlere geçilerek büyür ancak. eksiklerini görür, neleri daha iyi yapması gerektiğini bilir ve top class bir stopere dönüşür sonunda o eksiklerini kapatırsa. semih üzerinden yazıyorum ama tüm oyuncularımız için geçerli bu aslında. 4 sene üst üste şampiyon olurken galatasaray, öyle bir tempoda oynuyordu ki çoğu zaman bu ligde rakiplerini sadece o tempoyla ezip geçiyordu. işin bir de tecrübe kısmı var tabii. 21 yaşında bir oyuncu 50' nin üzerinde resmi maça çıktı galatasaray formasıyla ve bunların 10' a yakını final niteliğinde maçtı.
başta da dedim ya semih üzerinden yazıyorum ama aslında galatasray' ı anlatmaya çalışıyorum ben bu enrtyde. semih ile büyüyecek galatasaray. semih' in güçlenip tecrübe kazanması gibi güçlenip tecrübe kazanacak galatasray ve tekrar olması gerektiği yere gelecek. şampiyonlar ligine en kötü ihtimalle 2. torbadan giren bir takım olacak. lucescu' nun milan için: ''milan' ı hafife almamalıyız'' dediği günlere yeniden kavuşacak ve semih tüm bunlar olurken orada olacak. sahaya herkesin önünde o çıkacak, alınan kupaları ilk o kaldıracak. avrupa' nın elit takımlarından birinin kaptanı olarak, soyadını kendine lakap yaparak anılacak, futbolu bu formayla bırakacak ve o pankarta yıllar sonra the rock' ın resmi de olacak. bu hayat burada biter