sabahattin ali

entry1089 galeri
    287.
  1. tanım olarak "üstat" diyebileceğim ve -maalesef ki- türkiye gibi 3. dünya ülkesinde ilk demlerinde doğmak gibi gaflete(!) düşmüş aşmış insan. kanımca 2000'li yıllardan önce doğmaması gerekirdi; zira türkiye, yeni yeni aydınına sahip çıkmaya henüz başlamıştır; mamafih yarım asırdan önce dönemlerde "komünist" yaftasıyla yazarlarını kollamamış, yetmezmiş gibi dışlamıştır.

    şunu da belirtmeliyim: hani derler ya "yazılarında kendimi okur gibi oluyorum." abartısız söylüyorum ki üstadın okuduğum iki eserinde de kendimi her satırında buldum. eserlerinde soyutluk olsa da "insanoğlu gerçeğini" istisnasız okuruna tüm çıplaklığıyla aksetmiştir.

    çok sevdiğim özlü bir sözüyle girdiyi bitiriyorum:

    --spoiler--
    buna içimdeki şeytan diyordum; müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum.

    halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması...içimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu...içimizde şeytan yok...içimizde aciz var....tembellik var....iradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey; hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var...hiçbir şey üzerinde düşünmeye hatta bir parçacık durmaya alışmayan gevşek beyinlerimizle kullanmaya lüzum görmeyerek nihayet zamanla kaybettiğimiz biçare irademizle hayatta dümensiz bir sandal gibi dört tarafa savruluyor ve devrildğimiz zaman kabahati meçhul kuvvetlerde, insan iradesinin üstündeki tesirlerde arıyoruz.
    --spoiler--

    edit : düzenleme
    0 ...