shutter island

entry363 galeri
    203.
  1. martin scorsese'nin 2010 yılında vizyona yeni bir filmi çıkıyor, kadroda Leonadro Di caprio, Mark Ruffalo, ben Kingsley, jackie earle haley * olunca merak ediliyor,

    --spoiler--
    hıncal uluç yazısında daha önce lobotomi ile ilgili guguk kuşu filmi gereken çoğu şeyi anlatmıştı, tekrarına ne gerek vardı anlamında bir yazı yazıyor,
    --spoiler--

    hıı deniliyor, en sonunda arkadaşlarla film izlemeye gidilecekken vizyondaki vasat-vasat üstü filmler ile merak uyandıran yerli filmler arasından tercih ediliyor. özel bir durum daha aktarayım, sinemaya geç kalınıyor, beraber gelinen arkadaşlar geri mi dönsek diye düşünürken zorla sinemaya giriliyor ve filmin 15. dakikası sonrası izlenmeye başlanıyor.

    --spoiler--

    filmi ilk yarısında anlamlandıramıyorsunuz. ben bunun kasıtlı olduğunu düşünüyorum, o kadar farklı şeyler bir arada sunuluyor ki, kafanız iyice karışıyor. (#13911583) te de bahsedilmiş, bu etkiye yol açan durum şu: seyirci de hastanenin hastalarından biri haline geliyor. çaresizlik, gerilim, hepsini bir arada yaşıyorsunuz.

    tabi mükemmel oyuncuların performanslarına ne denir bilinmez. yukarıda saydıklarımın hemen hepsi, hatta çok sık gözükmeyen michelle williams bile inanılmaz bir iş çıkarmış. ya yönetmene ne demeli? ted'in sarıldığı karısının kollarının arasından küle dönüşerek kayması falan nasıl bir şeydir? bu şunu gösteriyor, kim bilir ilk zamanlarında bugünkü teknik imkanlar olsa scorsese neler önümüze koyardı? nasıl bir good fellas izlerdik mesela? neyse, dağılmayalım.

    --spoiler--

    Bir film düşünün ki, seyircinin beynini kontrol altına alabiliyor. çok iyi bir film gerçeklikten sizi kopartabilir, ama içinde yaşadığınızı hissettirecek kaç tane film sayabilirsiniz? bu açıdan, hıncal uluç ne kadar dar açıdan filme bakmış, inanamadım. filmi tekrar tekrar izlemek istiyorum ama emin de olamıyorum tekrar o dünyaya girmek ister miyim diye?

    Son paragrafı leonardo di caprio ya ayırdım. hiç sevmem, hazzetmem, iyi oyuncu olduğunu kabul ettirmiş olsa da (bkz: the man in the iron mask), belki de ergenlik zamanı kıskançlığımı (bkz: titanic) yenemiyorum. ama bu filmde, inanılmaz oynamış. yardırmış; nasıl söyleyeyim, hani bazı roller var ki ödül almamıştır ama yok artık dedirtir ya, ne bileyim: johnny depp in sweeney todd u, al pacino nun john milton ı, brad pitt in tyler durden ı gibi, leo'nun da teddy daniels'ı var. ve işin kötüsü, django unchained de belki oscar alır diye düşünüp aday bile gösterilemeyince, dedim ki bu rolünde oscar alamadıysa bundan sonra alması çok zor. çünkü üzerine çıkması için nasıl birşey olmalı aklıma gelmiyor. bunu da en azından the great gatsby ile aşması zor, onu biliyorum.

    Sonuç olarak, ölmeden önce izlenecek film mi, top list'ler mi ne derseniz deyin. IMDB'deki puanı(8.0) az buna, film tek kelimeyle muhteşem.
    0 ...