marka döner yaratamama sebepleri

entry10 galeri
    5.
  1. popüler kültür piyasasının amerikan tekelinde olmasıdır.

    özellikle hollywood sayesinde, amerika kendi kültürünü dışarı pazarlama fırsatı yakalayabilmektedir. 3. dünya ülkelerinin orta direk gençleri henüz film çıkışında bir amerikalı gibi hissettiği kendisini diş kovuğuna gitmeyecek ekmek arası turşulu domates soslu köfteye ve 100 gram patatese mc. donalds veya burger king'de 15-20 lira ödeyerek adı geçen kültüre adapte eder.

    film, bugün için en güzel propaganda ve pazarlama aracıdır. bir siyasetçinin saatlerce konuşup kabul ettiremediğini, bir filmin iki saniyelik repliksiz-diyalogsuz görüntüsüyle anında milyarlara kabul ettirebilir, ikna edebilirsiniz.

    bu sadece amerikan yöntemi değildir. amerkan film piyasasında onlarca rum yapımcı vardır. bunlar yaptıkları filmlerde yunan kültürünü iyi satarlar ve ülkelerinin turizmine ciddi katkıda bulunurlar.

    örneğin: madonna'nın "swapt away" filmi sözde italya sahillerinde geçiyor olmasına rağmen, film boyu rembetiko dinledik ve madonna bir sahnede teknenin arkasında yunan bayrağına sarılıp dans ederek kendi şarkısını söyledi.

    itiraf etmeliyim ki, 1982 yapımı "rembetiko" (costas ferris yönetmenliğinde) ilk izlediğimde bir şişe uzo edinip iğrenç rakı-nane kombinasyonunu ben de denemiş, o hafta bir tavernada tabak kırmak için bugünün parasıyla 1.000 lira edecek parayı bir tavernaya gecelik hesap diye ödemiştim.

    kıssadan hisse, film ile yapılan pazarlamanın şu anda eline su dökecek bir başka teknik yok. bu bakımdan yol belli: elimizde olan döner veya başka her neyse pazarlamak istediğimiz şeyleri dünyaya satmak istiyorsak, öncelikle ulusal film sektörünü uluslararası beğeni standartlarına ve hatta üzerine çıkarmalı, adam akıllı yetiştirdiğimiz yönetmen ve sanatçı kadrolarının çektiği filmlerin içine muska atar gibi yerleştirmeliyiz ulusal ürünlerimizi.

    daha iyi bir teknik gelene kadar: "en iyi propaganda/pazarlama = en iyi film"
    0 ...