zamanın karşında ayakta duramayan bir olgu daha. ilk zamanlar aşk acısı insanın içinde derin bir boşluk ve o boşluğun içinde yanan bir ateş oluşturur. hani midemde kelebekler uçuşuyor denir ya başlarda, sonraları o midem yanıyora dönüşür.
ilk zamanlar yaşayamayacağım sanırsınız, nereye gitseniz duvarlar üstünüze gelir, dışarı çıkar yine de rahat nefes alamazsınız. ondan haber aldıkça unutmanız zorlaşır, aşk acısı da kendine içinizde sağlam bir yuva yapar.
sonra bir gün, bir sabah yatağınızdan kalktığınızda hiçbir şey hissetmediğinizi farkedersiniz. hey! onu unuttunuz işte. dönüp geriye baktığınızda aklınıza anılarınız gelmez. boşluk devam eder, ancak o ateşin üzerine düşen gözyaşlarınız çoktan söndürmüştür o yangını. hayatınıza olduğunuz yerden devam edersiniz.
aşk acısı; aşık olunan kişinin varlığından haber aldıkça büyür, güçlenir. olabildiğince uzak durmak bu acıyı günden güne bitirir.