allah kaldıramayacağı ağırlıkta bir taş yaratabilir mi?nin bir başka versiyonu. üzerine 20 paragraf döktürülmüş, cevabı içinde gizlice ilam edilmiş soru. iki katı kapasitede bir nesre gücüm yetse de, bugün pazar. tevazunun da zamanı değil.
allah yarattığı taşı şeklinde...bir girişle soruya dönüştürülen her cümle kendi içinde yok olup gitmek kabulünü de yanında getirir. "yaratmak" fiili sorunun cevabı konumundadır. soru bitiş kısmından sonra oluşan işaretlerle geniş bir tezi ortaya koyuyor gibi görünse de, fiil örneğini daraltırsak izaha kavuşması ve sorunun gereksizliği görünür. herhangi bir şeyi yaratmaya muktedir olan onun karşılığını da yaratabileceğinden bu önerme, sunmaya çalıştığı tezin yapaylığı üzerinden bir eğilimle zihin çöplüğünde öğütülmeye alınır.
yaratmak eylemi neticesinin sonunda ulaşılan mevki tekrar tekrar dönülecek olan yaratılışın kabülü başlangıç noktasıdır. sorulan sorunun minimalist tarz ile evrimlenerek cevaplanmış şekli bu. diğeri de şu: "allah bana sordu da mı beni yarattı?" burada da yaratmak kelimesi sualin cevabı niteliğindedir. sorması için yaratması gerekir. yaratır, sorar, istemezsin, tekrar yok eder. fakat böyle bir seçim yok, sadece cevap olarak var.