Tutmuşlar; garip garip söylentiler: Milleti aç bıraktı, buğdayları çürütüp de denize döktü Onun zamanında pek çok caminin kapılarına kilit vuruldu; kapılarına millet gelmesin diye jandarma dikildi
Evet; doğru, hepsi yapıldı bunların Kimi cami kapılarına kilit vuruldu, başına da jandarma dikildi.
Çıkarın ağzınızdan baklayı da gerçeği itiraf edin; nedenini de anlatın bunun... Niye mi?
Dönem, ikinci Dünya Savaşıydı. Türkiye her an savaşa girebilirdi. Savaşı, savaşın getireceği kıtlığın ne gibi kıyımlar yapacağını biliyordu o savaş görmüş kahramanlar Bu nedenle, savaşa her an girilebilir kaygısıyla, elde avuçta ne varsa biriktirmeye başladılar.
Gelelim Camilere:
Her an istanbulun Almanların hava taarruzuna uğrayacağından korkuluyordu. Gece karartmaları uygulanıyor, sivil savunma önlemleri alınıyordu. Limanlara giriş ve çıkışlar durdurulmuş; büyük limanların girişlerine mayınlar bile döşenmişti. Ve bu arada bir şey daha yapıldı: Başta Peygamberin kutsal eşyaları olmak üzere, saraylarda bulunan değerli tarihi eserler, bir bombardımandan zarar görmesin diye, Anadolunun ıssız yerlerinde camilere taşındı; oralara gizlice yerleştirildi; sonra da güvenlik amacıyla, kapılarına jandarmalar dikilip, güvenliği sağlandı
Öğrendiniz mi beyler!
Kapılarına kilit vuruldu dediğiniz camiler bunlar işte
Vicdanınız ve yüreğiniz var mı bunları söylemeye!
Hiç sanmıyorum
Çünkü işiniz gerçekleri öğrenmek değil; tarihi ve tarihi kişilikleri karalamak
Çamur at, izi kalsın hikâyesi yani