birgün kazan dairesinde uyuya kalmışım. saat 02:00-03:00 suları. idari işler amiri baş çavuş x.x. kafasına esmiş koğuşları dolaşmak için aşağı inmiş. koğuş nöbetçisini kontrol ettikten sonra beni sormuş, devremde kazan dairesindeydi komutanım demiş. ama benim uyuduğumu da biliyordu ibne. neyse komutan sessiz sedesız kazan dairesine giriyor ve benim, muhtelif yumuşak giysilerimi özenle istifleyerek hazırladığım masa üzerindeki yatağımda mışıl mışıl uyuduğumu görüyor. hiç ses etmeden dışarı çıkıp, koğuş nöbetçisine '' yuges'e selam söyleyin '' diyerek koğuşlar bölgesini terkediyor. sabah olduğunda geceleyin koğuş nöbetçisi olan tertibim dün akşamki olayı bana anlattı. tabi ilk önce heyecan yaptım, sonuçta adam koca idari işer astsubayı, istese orada beni domaltıp si.. di bile. ama uyandırmak bile istememiş adam beni. bunu hatırlayınca iki fıurça atar unutur dedim. ama öyle de olmadı. sabah yanına gidip, kazanı kapattım komutanım, bir emriniz var mıdır? izninizle istirahat edeceğim, diyeceğim ama hangi g..tle? neyse cesaretimi toplayıp kapısını çaldım. adam beni öyle güleryüzlü karşıladı ki heyecandan ne diyeceğimi bilemedim. benden önce başladı konuşmaya. ne güzel uyuyordun lan öyle. (yüzüm domates gibi oldu, ve bende cevap yok). devam etti. selemımı aldın mı ? ( hafif utangaç bir tavırla)e ee şey, aldım evet komutanım. aleykümselam. komutan;he tamam öyleyse. arada bir sessizlik oldu. ben komutanım bir emriniz yoksaa.. yok tamam yuges, istirahat edebilirsin. lan sabaha kadar deliksiz uyumuşum, adam bana hala istirahat veriyor, ben bile şaşmıştım haline. canım komutanım, o olaydan sonra iki numaralı admı oldum. akerlik bitene kadar hiç karışmadı bana. allah binlerce kez razı olsun çok baba adamdı. telefon kullandığımı bildiği için kazan dairesinde dikkatli ol, komutan gelebilir derdi. alt devrelerime hala benim yediğim naneleri anlatıyormuş. ama eskisi kadar serbest bırakmıyormuş şimdiki askerleri.