17 şubat 2012 odtü sevan nişanyan protestosunda dinleyicilerden biri tarafından "o azınlık ezilmeyi hepinizden iyi bilir" gibisinden savunulmuş insandır. kimlik üzerinden kafa karışıklığı yaşanmakta sanırım hakkında. mesela ezilen iki grup işçiyi ortak mücadeleye girdirmemek için ortaya milliyetçilik atarlar, ezilen türk işçi ezilen kürt işçiye düşman kesilir, ezildiğini unutur. ezilen erkek işçilerin kadınlar mücadeleye dahil olduğunda ana-bacı söyleminden çıkamayıp, ataerkilliği üretmeye devam ettiği görülmüştür ülkemizde. mesela gündelikçi kadınlar ezilen bir grup olarak birleşemesinler diye kooperatif kurdurulmaz ki ortak dertlerinin farkına varmasınlar. ezilen kürtlerin bir kısmının "kurtuluş savaşında bu ülkeyi beraber kurmadık mı" deyip, kanını akıttıklarının bir kısmının da bu ülkede olduğunu ve azınlık statüsünde olduğunu unutmuşluğu olmuştur mesela.
yani ezilen ya da azılık olmanın bütün ezilmişlik bilincini insana yükleyebileceğini düşünmekte sakat bir nokta vardır. ezilmişlik meslesi gücün kimde olduğuna, ideolojik yönlendirmelere; ekonominin, kimliğin, yoksunlukların ve azami şeraitin kesişmesinde ortaya çıkar. bu pastada kimin nerede duracağı birçok faktöre bağlıdır, bundandır ki vaktiyle ordunun köylüye bok yedirmesine karşı çıkan, bunu ezilme diye tanımlayan bir sürü insan, bir kadının kafasından bok döküldüğünde bunu ezilme ya da şiddet olarak değerlendirmemiştir..
kıssadan hisse sevanyan'ı bir insanın savunmasında acayiplik yoktur ama savunurken adamın sırf ermeni diye bütün ezilmişlik biçimlerine vakıf ve destek olacağını düşünmekte bir indirgemecilik vardır.
