türk kızlarının aşırı kültürsüz olmaları

entry420 galeri
    291.
  1. stefan zweig'ın dünün dünyası kitabında güzel bir şekilde anlatılan olay. tabii o adam 1900'lerin başındaki avrupa'nın durumundan bahsediyordu, her yerde dillendirdiğim üzere o dönemin avrupası ile günümüzün türkiyesi çok benzeşiyor. bu kültür konusunda ise kitabın anlattıklarından yola çıkarak şunlar söylenebilir: kültürümüzde, kızların genellikle korumacı bir yaşam tarzıyla büyütülmesi yaygındır. bunun birsürü sebebi var; onlar başka bir tartışma konusu. erkek çocuklar gayet rahat ve merak ettikleri ve yapmak istedikleri şeyler kızlara göre bayağı bir engellenmeyerek büyüdükleri için erkekler çoğu konuda -kadınların ilgi alanı olarak değerlendirilen birkaç konu dışında- kadınlara göre daha bilgilidirler. çünkü kadınlar çocukluklarından itibaren engellenmişlerdir, her konuda. bir şey öğrenmek isterler, yasaklanır, bir yerlere gidip oraları gezmek isterler, engellenir, dizimizin dibinde otursun kafasıyla olur hep bunlar. bu kadınlardan kendilerini kurtarabilenler sonradan bu öğrenme zevklerini ve meraklarını geliştirerek toplumdaki erkekleri ayakta satacak konuma da gelirler ki onlar benim canımdır.

    herhangi bir kız arkadaşınız kitap okumayı çok seviyorsa, sorun mesela, ne tür kitaplar okuduğunu. çok büyük bir olasılıkla polisiye, gerilim, aşk romanı falan diyecektir. ben duymadım bir fikir kitabı okuyan şu vakte kadar. ne nietzsche'yi bilir, ne marx'ı, ne camus'yü, ne hegel'i. belki descartes'ı, kant'ı bilir, onları da lisedeki felsefe dersinden hatırladığı kadarıyla. toplumda okuma alışkanlığı zaten çok az da okuyan kızlarımız da böyle şeyler okumaktan zevk alıyorlar ve bunun adı da "ben okumaya aşığım." oluyor. bir kız düşünün birsürü kitap okuyor ama düşünce dünyasında en ufak bir ilerleme olmuyor. ya da böyle bir insan düşünün. yazıktır yani kitaba verdiği paralara. fikir kitaplarının yanına -okunmayan kitaplar olarak- gerçek olaylardan, kurumlardan bahseden kitapları da koyabilirsiniz. mesela hitler dönemi, osmanlı tarihi, roma tarihi, mitoloji, yunan tarihi, atatürk dönemi, yakın tarih, ergenekon olayları vs... kime sorsanız hitler'i bilir, genel olarak bildikleri de yahudi soykırımıdır, ikinci dünya savaşı'dır, üç beş kelimeden öteye gidemez. böyle yani.

    kızlarımızın kültürsüz oldukları doğru. en çok kitap okuyanı bile kendisini geliştirecek, bir şeyler hakkında iki kelam etmesini sağlayacak kitaplar olmadığında mütevellit oluyor bu, dediğim üzere. amma velakin birçok kişinin de hemfikir olduğu gibi, toplumumuzda genel bir bilgisizlik ve meraksızlık mevcut. yani kimse araştırmıyor, merak etmiyor. cem yılmaz'ın dediği kadar var: bilmemek mutluluktur. topluma baktığınız zaman kimsenin bir şeylerden haberi olmadığı için mutsuz olduğunu göremezsiniz. bu biraz önce bahsettiğim "sözde" kitapsever kızlarımız bile bir kitabın adını duymamış olduklarında bir üzüntüye düşmüyorlar. bakın gençler, ben hacettepe tıp'ta okuyorum, kültür ortamının seviyesini az çok kafanızda canlandırabilirsiniz sanırım, ama öyle değil işte o seviye. her gün facebook'ta takılan insanlar bukowski'nin adını bilmiyorlar. ulan her gün bir sözünü paylaşıyorlar bu adamın be, nasıl görmezsin, duymazsın. kitapçıya gidince de mi görmüyorsun? cem yılmaz yine boşuna demiyor: evlilik programlarında adını söyleyebilene çok kültürlü bir bey deniyor. toplumda da böyle. çok geniş bir birikiminizin olması gerekmiyor, insanlardan fazla bir iki şey bildiğinizde itibarınız yükseliyor, ama öyle ahım şahır bir itibar değil, alttan alttan sizi çekememezlik de başlıyor tabii ki. bu da toplumumuzun gerçeklerinden maalesef.

    ha erkeklerden bahsedecektim ben. erkeklerimiz de kafayı futbolla bozmuş durumda. ben yurtta kalıyorum. nereye giderseniz gidin yurdun içinde, futbol konuşuluyor. fenerbahçe'nin bir lig maçını bırakın, karabük-konya maçı hakkında tartışmalar oluyor. ve bu tartışanlar toplumda on yıl içinde üst kademelere gelecek insanlar. tıp, hukuk, kamu yönetimi falan okuyan insanlar. ben de meraklıydım 7-8 yaşlarındayken futbola. her pazar trt-3'te çıkan avrupa lig özetlerini izlerdim. her takımı bilirdim. eve gelen gazetelerin spor sayfalarını tek tek haber haber okurdum. maç sonucu kupürlerini keser ve saklardım. ama en sonunda babam bir gün dedi ki "bu takımlar sana para mı veriyorlar?" işte o günden sonra ben futboldan soğudum. sanırım bu gerçeği idrak ettirecek bir babaları yok bu biraz önce bahsettiğim arkadaşların. ya da hakikaten sadece ben para almıyorum takımlardan. futbol neden bu kadar abartılıyor bilmiyorum. erkekliğin kanıtı mıdır nedir? kızlar da buna karşılık voleybolu geliştirmeye çalışıyorlar kamusal alanda örgütlenerek. voleybol candır, bilmem nedir. fantezi ürünü görmemek, voleybol ney lan dememek lazım. futbol ne ki voleybol ne olsun?

    bir de siyaset var. toplumumuzun her kesimini kasıp kavuran şey. kızların kültürsüzlüğünden çıktı gitti konu farkındayım da değinmeden geçmek istemiyorum aklıma geldikçe. siyaset tehlikeli bir şey agalar. platon demiş "siyasetle uğraşmamanın cezası kendinizden aptallar tarafından yönetilmektir." diye, adam çok haklı. milletvekili diye seçilenlere bakıyorsunuz adam ilkokul mezunu anasını satayım. hepsi de zengin falan filan. her neyse de bizim toplumumuzda yapılanın adı siyaset değil ki şimdi. ingilizlerin yaptığıyla bizimkilerin yaptığı siyaset aynı şeyse ben kafama sıkılmasına razıyım. her masa başında devlet kurup devlet yıkmaya çok meraklı bir milletiz, ama hiçbir şey bilmeden ha. fatih altaylı köşesinde şöyle yazmış, ben haberlerde şöyle duydum'dan öteye geçmez bu lafların kaynağı. bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan -ya da bu kadar çok olan- başka bir toplum var mıdır, bilmiyorum.

    toparlamak gerekirse, her kör satıcının bir kör alıcısı vardır, hesabı türk kızları neden evde kalmıyor bu kadar cahillerse? çünkü erkekler de o kadar parlak değiller. tabii buradaki herkes aynı şeyi yazmış, ben de hayatta sevmezdim bu kadar çok popüler bir konunun altına yazmayı ama tutamadım kendimi.
    0 ...