uzun bi süre bıraktım. sevişir gibi içenlerdendim. dudaklarımın kenarına iliştirir, siyah zippomu çıkarır, kafamı eğer ateşlerim bu meredi. ilk nefeste asılırım taa ayak parmak ucuma kadar. kızmış gibi sonra, tüm gücümle bırakırım.
güzel bi yemekten, güzel bi hatundan, büyük bi dertten sonra, kafam basmayınca hatta yakarım bi tane.
uzun süre bıraktım ama. aylarca. rakıdan, kahveden, dertli türkülerden, bi dönem öpmeme izin veren hatunları özlemekten vazgeçmek durumunda kaldım. ne dertler geçer oldu, ne sevinçler anlamlı.
çok uzun süre bıraktım amına koyim! hani cinayete kurban giden mevtanın etrafını tebeşirle çizerler ya filmlerde. aha öyle hissettim kendimi. etrafımda dumansız, beyaz bir tebeşir; vurulduğum gibi kalmak zorundayım. hareket edemiyorum, üstelik öldürülenler hep rahatsız pozisyonlarda yere yığılıyor.
çok zor lan. buram buram ağrılı yaşamak zorundayken, ağrılı ve yavaş bi ölümle bir tiryaki ne kadar korkutulabilir ki?