lisedeyken açık parfüme para vermezdim, gider xo, privacy filan alırdım "nispeten ucuz" diye. üniversiteye başladım. amunuoyyum, çevremde bir sürü zengin piçi var, biz memur çocuğuyuz**, millet 250 liraya parfüm alıyor, lacoste t-shirt'ü çekiyor, yeşil ya da mavi adidas eşofmanı giyiyor, elinde güneş gözlüğü kabıyla ortalığın amına koyuyor afedersin. gençsin insan ister istemez özeniyor da...
ee masraflar da arttı tabi üniversiteye başlayınca doğal olarak. hele anadolunun batısında, döner ayranın 1,5 taş çatladı 2 lira olduğu bir ilden, istanbula gittiğini düşününce aileme tl bazında masrafım 15 katına çıktı.
ben ilk seneler yine ucuz ama çakma olmayan parfümlerden kullandım* sonra orijinal bir sculpturehomme aldım. sıkmalara kıyamadım. 130 tl filandı.*
sonra dedim sikerler. gittim d&p'ye ilk seferimde lacoste red'in çakmasını aldım. çok memnun kaldım. orijinalini hiç görmemiştim bile halbuki. arkadaşlarım da doya doya sıktı, zaten kelepir, orijinal parfümüne gömüldüğü zaman insanın içi cız ediyor. bu his de ortadan kalktı. o bitti, sonra sculpture homme aldım*, hala onu kullanıyorum.
lakin çakma parfüm adabı diye bir şey var, onu sakın ihlal etmeyin.
-çakma parfüm yakından sıkılmaz, kalıcılığı arttırmak için kullandıkları yağımsı madde kıyafetinizde iz bırakır. hatta bu iz sadece ışık belirli bir açıdan geldiğinde sizin gözünüze gözüktüğü için, bütün gün bu lekeyle rezil olabilirsiniz. uzaktan sıkın.
-çakma parfüm leş gibi abartılarak sıkılmaz. içinde farklı kimyasallar kullandıkları için, esans uçtuğu vakit, petrol gibi, ya da terle karışık alkol filan kokarsınız.
-çakma parfüm leş gibi abartılarak sıkılmaz 2, çok sıkınca gerçekten acaip yoğun ve çevrenizi sizden tiksindirtecek bir kokusu olur.
-parfümünüzü soran kızlar olması ihtimaline karşı da, aldığınız parfümün adını kesinlikle bilin. hatta böyle eciş bücüş isimli parfümlerin de tam okunuşunu öğrenin, asla karizmayı çizdirmezsiniz.
o yüzden efenim neymiş; 15, 20 cm uzaktan, 2 fıs, hadi size 3 fıs olsun, sıkın. mis gibi dolaşın.