Farah'tan da kötü yardımcı bayan oyuncusu olan prince of persia oyunu.
2008'deki oyun motorunun üzerine yazıldığı malum. Kontroller o kadar zor ki bu motorda yapacağınız hareketleri bir kaç saniye önceden yapmanız gerekiyor. Kamera acıları eski oyunlardaki gibi güzel görünüm olsun diye rastgele değişiyor ama kontrolleri oldukça zorlaştırıyor.
Onun dışında tuzaklar ilk seriye göre o kadar basit kaçmış ki öyle el becerisi isteyen hiçbirşey yok ilk üçlemedeki tarzı. Sadece son kısımda su duvarları oluşturup yürüme işi başta çok zorluyor ancak alışınca hiçte zor gelmiyor.
Hikayede ise prensin abisi malik'in ülkesine savaş açılmış hatta savaş kaybedilmiş gitti gidecek durumda. O sırada prens kardeşini ziyarete geliyor. Kardeşi savaşı kaybettiklerini artık tek kurtuluşunun süleyman'ın ordusu olduğunu söyleyip zamanın kumlarını serbest bırakıyor ve olaylar olaylar yine. Serbest bırakırken bir mühür var iki yüzlü herkese birer parça düşüyor ve prens kardeşini bulmak için başlıyor koşuşturmaya. Bir cin ile tanışıp kendisine rehberlik etmesini sağlar. Kardeşi öldürdükce aldığı güç gözünü döndürür ve daha Fazlası için ordu komutanı ifrit'ide yenip onunda gücünü aldığını sanır. Fakat ifrit onda varlığını sürdürür.
Sonra cin ona cin kılıcını aldırıp içine girer ve sizde gidip abisini öldürürsünüz. Olay bundan ibaret.
Assasin's Creed serisi yüzünden prince of persia serisine önem verilmemesi oyunu kuru yavan bir hale getirmiş. Oyun kısa, konu eski oyunlara göre daha basit. Tek kılıç varlığı dövüş sahnelerinde combo eksikliği yaratmış, 4 element de nerden çıktı dedirten bir yapım olmuş.
Herşeye rağmen aralıksız 7-8 saatlik oynanabilirlik sunuyor. Ilk seriyi oynamayanlar adına başarılı bir oyun sayılabilir.
--spoiler--
Ancak sands of time serisi bittiğine göre, bunun üzerine bir mısır serisi gelmesi kanaatindeyim. Mısır mitolojisinin heleki böyle fantastik bir oyunda bulunması ve gerçek ubisoft'un imzası olması akıllara durgunluk verecek düzeyde bir olay olur.