şimdi birbirimizi yemenin alemi yok. allah aşkına karşı cinsten arkadaşlarınıza bi bakın. arkadaşlarınız derken vizeden vizeye selam verdiğiniz, ders notlarına bayıldığınız o dostlarınızı(!) kast etmiyorum. ya da toplantıda size pompaladığı raporlarla sizi ipten kurtaran o iş arkadaşınız da değil mevzu bahis. onlar zaten friend zoneda gariplerim. onları birer robot olarak görüyorsunuz. kastettiğim bu robotlar değil.
diyelim bi kafede toplandınız, lise ya da kampüs arkadaşları. freud'un bokunu yiyim işte adam yıllar öncesinden görmüş bu buluşmaları, gençlerin gözleriyle birbirini yemesini. yapacağınız tek şey roldür arkadaşım. mezuniyet muhabbetleri, iş hayatının sıkıcı ortamları... geçin bu ayakları, robot değilsen hissediyorsun karşındakine karşı bir şey. senin doğanda var. erkek, kız fark etmiyor, yaratan öyle yapmış makineyi. esprilere gülmeceler, boktan amfi hatıralarına kahkahalar falan, hissediyorsun. sadece ifade etmekten korkuyorsun. ya da toplumun sana biçtiği kaftanı giyip onu üstünden atmaya korkuyorsun. çünkü çıplak kalmak seni ürkütüyor. kendini ortaya atmak yerine ürkek ceylan gibi davranmayı tercih ediyorsun.
sonra da o hissetmeye korktuğun kız/erkek bir hanzonun ya da kezbanın eline geçince armudun iyisini ayılar yer deyip kendini kandırıyorsun. zaten bu sözü üreten dedelerimiz de o kabuğunu kıramamış, ezikliğini atasözü şeklinde yaymış durmuş. yayamayanlar da platonik aşk demiş, ordan yırtmaya çalışmış ama nafile elbette. ibret almasını bilene.