ağlamıyorum artık ağlayamıyorum oysa ne kadar çok isterdim bu sabah hüngür hüngür ağlayabilmeyi ve sonunda rahatlamayı. ama yok olmuyor. duygularıma kelepçe vurulmuş gibi. iki damla gözyaşı aksa canımın yanması geçecek belki ama geçmiyor. kalbim hala sızlıyor. daha ne kadar kırılabilir ki diye düşünürken kırılmaya devam ediyor. sonra biri geliyor seni toplamak istiyor. kalbinin her parçasını tek tek yapıştırıyor bi puzzle gibi sonra sıkılıyor puzzledan sıkılınmaz aslında ama o sıkılıyor bırakıp gidiyor bu sefer puzzle tekrar dağılıyor tekrar tekrar tekrar en sonunda karton eskimeye başlıyor birleşmiyor olmuyor.
sen beni kendinden sayamıyorsun ya ben de bu şehre kendimi yakıştıramıyorum.