eski sevgi

entry2 galeri
    1.
  1. ilk sevdiğimdi. hep aynı yerde beklerdim onu.

    çınar pastanesinin tam önünde. çok kavga ediyorduk son günlerde. ama bu bir rutindi bizim için. hep affederdi beni. ''ben böyleyim'' kolaycılığımı yutturmuştum ona. ya da öyle olduğunu sanıyordum.

    yine gelecekti ve beni samimiyetin taştığı gözleriyle ve onsuz saatlerimde hissedemediğim güven duygusuyla buluşturacaktı. beraber ne yaparsak yapalım mutlu olduğumuz için planlarımız yoktu. öyle sokağa ve zamana bırakacaktık kendimizi.

    geldi.

    yine samimiyetle bakan gözlerini yanına almıştı. ama bu sefer bişeyler eksik gibiydi. uzaktı hiç olmadığı kadar. biraz yürüdükten sonra '' sen bana hep kötü davrandın ve biz artık sevgili değiliz'' dedi. gözleri dolu doluydu ama bunları söylemek zorundaydı.

    çünkü haklıydı. son günlerde kötü davranıyordum ona. sebebi yoktu. kötü ve karşısındakini anlayamayan biriydim ben. ona özel bir durum değildi bu. ''sana kötü davranmadım, tüm kötülüklerimde samimiydim'' diye iğrenç ve hiçbir şeyi değiştirmeyecek cümleler kurdum.

    yaptıklarımın sevgiyi eksilten şeyler olduğunu biliyordum ama kendimi çok kötü hissediyordum yine de. ilk defa bir yabancıydım onun için ve ilk defa birisi eski sevgilim oluyordu. onunlayken içinde yüzdüğüm güven denizinde fırtınaya tutulmuş bir gemiydim artık.

    ben kabahatliyim ama sen nasıl bu kadar rahatsın? diye sormak istedim öfkeyle. sonra alacağım cevaptan korkup vazgeçtim. sorular yerine son bir defa yüzüne bakmayı tercih ettim. biliyordum ki ne dersem diyim artık birbirimizden uzaklaşacaktık. asıl canımı yakan buydu.

    edit: yıllar sonra okuyup bana yukarıdaki anları hatırlatıp yazdıran, yusuf ziya bahadınlı'nın devekuşu rosa romanının şu son cümlesidir.

    sevgi ses midir uzaklaştıkça azalan?
    0 ...