olaylara ideolojik yaklaşan yazar söylemi. eğer chp sol ise evet sol bir gün iktidar olur. nitekim chp'nin rahmetli ecevit'in başkanlığını yaptığı dönem sol iktidar vardı. akp'den önce koalisyon vardı ama dsp başta idi. her zaman diyorum, bugün sosyal demokrat bir parti yok türkiye'de. eğer bir gün olursa sol iktidar olur, niye olmasın. ideolojilerin öldüğü bir çağda yaşıyoruz. kimse kimseye solculuğundan ya da sağcılığından oy atmıyor, bunu ancak bağnazlar yapar.
artık dünya akıllanıyor. 1990'lara gelinceye kadar s.s.c.b. ve onun sömürdüğü tüm ülkeler diktatörlükle yönetiliyordu. portekiz, italya, almanya, ispanya 20. yüzyılın yarısından fazlasını diktatörlükle geçiren diğer avrupalı ülkeler. bu ülkelerde demokrasi bilinci yavaş yavaş yerleşti. artık kimse devletin hantallığını görmek istemiyor. bireyin devlet karşısında kazandığı özgürlükler üzerine kurulu yönetim anlayışları geçerli.
dünya üzerinde sağ ve sol gibi iki genel siyasi anlayış varolduğu tamamen kandırmacaydı. kimin çıkarı kimleyse onunla işbirliği yapar. kimse kimsenin kara kaşına kara gözüne, sağcı veya solcu oluşuna hayran değil. literatürde iki tür devlet vardır ve tüm siyasi argümanlar bunun üzerine kuruludur. 1- mekanik devlet, 2-organik devlet.
1-mekanik görüş: Devletin amacı vatandaşların refahını artırmaktır. Bireyler toplumun bütününden daha önemlidir. devlet birey için vardır. sosyal demokrasi, liberal demokrasi mekanik devlet anlayışı üzerine kuruludur. ekonomik açıdan küçük ama etkin devlet vardır. leviathan devlet anlayışı tehlikeli görülmüştür.
2-organik görüş: Devletin amacı kendini güçlü kılmaktır, vatandaşların bireysel refahlarından önce toplumun bütününü temsil eden devletin gücü önemlidir. birey devlet içindir. katı merkeziyetçi yönetimler, otokrasiler, oligarşiler, diktatörlükler, kuvvetler birliğine dayalı meclisler organik devletin vücud bulmuş halidir.
demek ki neymiş? devlet ve halkın çıkarları hep çatışırmış. yani devletçilik ile halkçılık aynı şey değillermiş. liberal dediğimiz insanlar halkçı değiller ama ben halkçıyım deyip devleti ele geçiren bürokratlardan daha demokratik ve daha halkçılar. mantık çok basit, eğer halk için çok harcama yaparsan onları daha kolay yönetirsin, halk koyunlaşır, birey olma bilincine erişemez. kaldı ki yaptığın harcamaların finansmanını ya vergilerle ya da borçlanma ile sağlamak zorundasın. her türlü halka geçiriyosun yani. oysa liberal veya sosyal demokrat yönetim anlayışında devlet minimal ama etkindir. halktan az vergi alınır bu yüzden. böylece halkın, olmayan refahı da elinden alınmaz. herkes eşit fırsatlar zemininde hayatına yön verir.
merkeziyetçi ideolojilerin yıkıldığı, özgürlüklerin anayasal güvence altına alındığı, devletin her boka burnunu sokup hayatımıza yön vermeyeceği bir türkiye'de buluşmak üzere.