tıp fakültelerinin artması

entry12 galeri
    8.
  1. hükümet politikasıdır. sadece tıp fakülteleri değil tüm fakülteler artmıştır, fakat bu artışla korele olarak kalite düşüyor. tus kontenjanları azaltılıyor bir yandan, diğer taraftan yabancı hekim uygulamaları başlıyor. bu politika doğrultusunda amaca adım adım yaklaşılıyor, itiraz edemeyecek, vasıfsız, sadece verilen görevi yapacak personel yetiştirilmesi. diğer taraftan ise prof'lara uygulanan baskı neticesinde dünyaca ünlü adamlar, tek derdi bildiklerini aktarmak, yetişen öğrencilerle gururlanmak olan adamlar yavaş yavaş üniversitelerden uzaklaştırılıyor. sağlık bakanı çıkıp doktorlaru sıraya diziyor, bunlardan birinden şikayetiniz varsa söyleyin bitireyim diyebiliyor, ve bu sadece doktorların sorunu gibi algılanıyor. halbuki durum bundan çok farklı, asıl politika şu, az olanı çok olana, zengini fakire, okumuşu cahile kırdırmak. şu anda ciddi şekilde üzerlerine gidilen kesim doktorlar; burda da izlenen ise maaşın yüksekliğini ön plana çıkartıp, yaptığı işi basite indirgemek. 2 tık tık 1 şık şık mantığındaki bir toplum ise zaten buna uygun. biraz da medya arkaya alınırsa yapılamayacak şey yoktu, nitekim artık yapılabilecek bir şey yok. hocalar artık uğradıkları baskıdan o kadar yılmış durumdalar ki benden uzak olsun da ne olursa olsun derdindeler. performans uygulaması yüzünden bir çok fakültede derler aksamış durumda, sebebi ise performansın dersin önünde olması. üniversitelerin kuruluş amacı öğrencilerdir aslen fakat bu günden güne unutulmakta, ikinci plana itilmekte. tabi o an için de bu öğrencinin işine gelmekte. 1 vizitin, 1 dersin olmaması demek her zaman için kutlama konusu fakat bu adam doktor olunca farkına varıyor, aslında donanımsız olduğunun ve yetersiz olduğunun.

    diğer tarafta ise artan üniversite sayısının plansız olduğu ortada, profesörü olmayan tıp fakülteleri var ki; hekimlik usta çırak ilişkisiyle öğrenilir, eve gidip slayt, not, kitap ezberlemekle değil. bunları ezberleyenler sadece yüksek not alıp, iyi doktor olduklarını sanırlar fakat asıl önemli olan hastaya yaklaşımdır. zaten hekimlerin en fazla düş kırıklığı yarattığı nokta burasıdır, kimse şunu iddia edemez ki hekimler %100 suçsuzdur. hekimlerin suçlu olduğu nokta burasıdır, hastayı para, itibar olarak gören hekimlerin varlığı ve bu hekimlerin ön plana çıkartılması, bu hükümet politakasına prim yaptırmıştır fakat devletin aslında çürüğü ayırıp, iyiyi koruması gerekmektedir. halk ise şu an durumdan memnun gözükmektedir ama 2-3 yıl içinde sağlık düzenlemelerinin neler götürdüğü gün yüzüne çıkacaktır.
    *
    0 ...