sözlük yazarlarının itirafları

entry163178 galeri ses32
    66602.
  1. Televizyon yoktu. Gazete de her
    zaman olmazdı.
    Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz
    bozulmazdı hiç!
    Dışarıda kar...
    Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki.
    Kuzinenin üzerinde demir
    maşa...
    Maşanın üzerinde de ekmek
    dilimleri.
    Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu...
    Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli.
    Ekmek her zaman ekmek gibi...
    Bir kez olsun kümesten
    yumurta almamış,
    bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış
    ve fakat alışveriş
    merkezlerinin restoran
    katlarında boğucu bir gürültü ve
    havasızlık
    içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için
    ben ne kadar yaşlıyım...
    Dışarıda kar...
    içeride kanaat...
    içeride huzur...
    Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı.
    Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz
    bozulmazdı hiç!
    Portakal kabuklarını sobanın
    üzerine dizer,
    kokusuna râm olurduk. Kestane közlemek büsbütün bir
    gecenin akıllara seza
    mutluluğuydu.
    Sonra illa ki, büyüklerin
    anlattığı hikâyeler, hatıralar...
    Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma
    dizilerin ve filmlerin açtığı
    hasarlar yerine,
    geniş ve besleyici bir masal
    dünyası...
    Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret
    kalacağımız kimin aklına
    gelirdi?
    Ekmeklerimiz el değerek
    üretilirdi,
    sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı.
    Çay da kokardı... Domates de...
    Bütün bu nefasete, küçücük bir
    bakkal dükkânının zenginliği
    yetiyordu.
    Dışarıda kar... içeride huzur...
    Zam endişesi, doğal gazın
    kesilme korkusu,
    yolda kalma telaşı, rejim
    tehlikesi...
    Kimin umurunda... Ne güzel cahildik.
    Mutluluğun resmini çiziyorduk...
    4 ...