ne diyor beyefendi birandla olan anılarını anlattığı bu yazısında;
"pripyat meydanında onunla birlikte çok büyük özel işler yapmıştık.
1989 yılında azerbaycanda ermenilerin öldürüldüğü pripyat şehrine olaylardan sonra giren ilk iki gazeteci bizdik.
pripyat meydanında olayı anlatırken video görüntülerini ben çekmiştim.
o sırada bir azeri gelip siz mehmet ali birandsınız demişti.
dağlık karabağdan kaçan göçmenlerden biriymiş.
oradayken türk televizyonlarını seyredermiş."
bu yazıyı görünce 'pripyat' diye bir yer mi varmış acaba azerbaycan'da, ayrıca türk televizyonları daha sscb dağılmadan önce azerbaycan'da nasıl yayın yapıyordu diye sordum kendime.
hemen internette arama yaptım ve karşıma ne çıksa beğenirsiniz? pripyat denen yerin azerbaycan'la zerre alakası yokmuş meğersem,
ukrayna'da nükleer felaket sonrası boşaltılan bir şehirmiş. haa, bi de götünden anı uydurmuş beyefendi, adamın birisi gelmiş te
bunları tanımış ta, hep türk televizyonu seyrediyormuşmuş.
'1989 yılında, nükleer kazadan tam bir yıl sonra çernobil santralı'na giren ilk 10 gazeteciden biri bendim. santralın hemen ilerisinde bulunan pripyat kasabası'na gittiğimde beni bekleyen tek şey hayalet sokaklardı...'
yani anlayacağınız bu adam tam bir kara cehalet örneğiymiş.